Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Milli Güvenlik Kurulu'nun önceki gün yaptığı toplantı sonrasında yayımlanan bildiri, durumu büyük ölçüde ortaya koyuyor.
Bildiri metni satır aralarıyla birlikte dikkatlice okunduğunda, Ankara'da ibrenin Irak'a asker göndermekten yana olduğu söylenebilir.
Bildiriden, Ankara'daki resmin, hükümetin vereceği kararla tamamlanacağı anlaşılıyor.
MGK bildirisi, Türkiye'nin temel hedefini şöyle tanımlıyor:
"Yapılan değerlendirmelerde, ulusal çıkarlarımızın ve güvenliğimizin etkinlikle korunması temel hedefini gözeten Türkiye..."
Bu tanım, Irak'a asker gönderilmesinin politik hedefini belirliyor.
Hedef konulduktan sonra, Irak'la bağlantısı şöyle kuruluyor:
"Irak'ın en kısa sürede ulusal birlik ve bütünlük içinde esenliğe kavuşturulması, bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması yönünde yakın komşumuza verebileceği destek tüm boyutlarıyla ele alınmıştır."
Bu ifadede vurgu yapılan, "Irak'ın milli birlik ve bütünlüğü"nün, aynı zamanda Türkiye'nin "milli birlik ve bütünlüğü"yle ilişkilendirildiği söylenebilir.
Bu paralellik kurulduktan sonra, "verilebilecek destek" ele alındığına göre, Ankara'nın, vereceği desteği sadece Irak için değil Türkiye'nin gelecekteki ulusal çıkarları açısından yararlı gördüğü belirtilebilir.
Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün açıklamaları dikkate alındığında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu desteğin verilmesinde yarar gördüğü ve tereddüt taşımadığı da ifade edilebilir.
Bu aşamada geriye hükümetin yapacağı siyasi muhasebenin sonuçları kalıyor. Hükümet, destek verilmesi halinde sağlanacak ulusal çıkarlarla, karşılaşılacak riskleri değerlendirip bir karara varacak.
Bu süreçte önemli olan hükümetin siyasi bir ortak sonuca varabilmesi. Kendi içinde görüşbirliği oluşturabilmesi. Siyasi liderliği ve sorumluluğu üstlenmesi.
Hükümetin bunu sağlaması halinde, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, devletin diğer kurumlarının, çıkacak kararla uyumlu hareket edebilecek noktada olduğu anlaşılıyor.