Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Öcalan dosyasıyla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin beklenmesi gerektiğini her fırsatta vurguluyor.
Başbakan Bülent Ecevit de aynı görüşte. Bu konuyu değerlendirmek üzere liderler zirvesi yapacaklarını ve sonra da hükümette ele alacaklarını açıkladı.
Başbakan, dün bu köşeden duyurduğumuz gibi bu konuda MHP'nin
"esnek" davranmasını bekliyor. Beklentisini,
"MHP'nin iç zorluklarını aşabileceğini umuyorum" sözleriyle dile getiriyor.
Peki MHP lideri Bahçeli'nin tavrı ne?
Bahçeli, değerlendirmesini liderler zirvesinde yapacak. Ancak, Ecevit'in dün duyurduğumuz yaklaşımıyla ilgili olarak yakın çevresine yaptığı değerlendirme şöyle:
- Biz, Sayın Ecevit'in devlet adamlığına güveniyoruz. MHP olarak seçim meydanlarında söylediğimiz şuydu: Önce vatan, sonra parti, sonra biz. İktidar sorumluluğu aldığımızdan beri bu ilke doğrultusunda hareket ettik, bundan sonra da kimse bizden bu ilke dışında davranmamızı beklemesin.
Bahçeli'nin,
"önce vatan" vurgusu, üzerinde durulması gereken nokta.
MHP lideri bu vurguyu yaparken, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın,
"Öcalan'ın idam cezası infaz edilirse ne olur, edilmezse ne olur? Bu soru duygusallıktan uzak, ülke çıkarları esas alınarak değerlendirmelidir" biçiminde özetlenecek yaklaşımlarıyla örtüşen bir vurgu mudur?
Yoksa, vatana ihanetten mahkum birine ceza infazının MHP açısından tartışılmayacağına işaret eden bir vurgu mu?
Bahçeli'nin neyi kastettiği liderler zirvesinde net olarak ortaya çıkacaktır.
Yakın çevresinden edindiğimiz izlenim, MHP liderinin liderler zirvesinde
"duygusal" davranmayacağı, bununla birlikte, konunun
"MHP'nin iç sorunu" gibi görülmesinin yanlışlığı üzerinde duracağı yönünde...
* * *
MHP'nin ağırlıklı isimlerinden Şevket Bülent Yahnici ise Öcalan dosyasının mutlaka Meclis'e sevk edilmesi gerektiğini savunuyor:
- Halk, bu konda Meclis'in tavrını merak ediyor. Halkın tepkisi şudur: Madem kendi hukukunuza göre yargılayıp, gereğini yapmayacaktınız, o halde, Öcalan'ı Kenya'dan niye getirdiniz? Ben bir siyasetçi olarak bu soruya cevap veremem. Bu konuda halkı ikna edecek bir yiğitlik yapamam? Dosya, Meclis'e gelmeli ve herkesin tavrı orada ortaya çıkmalıdır.
Yahnici, sorumluluğun hükümet ve Meclis'te olduğunu belirterek şöyle diyor:
- Öcalan, idam edilse de edilmese de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, süreci devam ettirecek ve bir karar verecek. Ama biz önce iç hukumuzun gereği olarak dosyayı Meclis'e getirip, karar vermeliyiz. Sonra, ülke ve devletin çıkarları infazı ertelemeyi gerektiyor mu, gerektirmiyor mu, konusu Meclis aşamasından sonra ele alınır.
Yahnici, Cumhurbaşkanı'nın infaz isteyenlerin sadece
"şehit aileleri etrafında toplanan bir azınlık" gibi gösterildiğini, bunun yanlış olduğunu belirterek şöyle diyor:
- Öcalan konusu MHP'nin iç zorluğu veya iç sorunu değildir. Bu Türkiye'nin sorunudur.
* * *
YARGITAY Başkanı Sami Selçuk ise hukuki durumun yanlış değerlendirildiği görüşünde.
Başkan Selçuk, Öcalan davasıyla ilişkilendirmeden, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'yle ilgili hukuku şöyle özetliyor:
- Bu Mahkeme'nin Türkiye'deki bir Devlet Güvenlik Mahkemesi'nden farkı yoktur. AİHM de DGM gibi bizim mahkememizdir.İç hukukumuzun bir parçasıdır. Sözleşmenin 53. maddesi de açıktır. Bu madde, sözleşmeyi imzalayan devletlerin mahkeme kararlarına uyacaklarını söyler. Türkiye de mahkeme kararlarına hep uymuştur.
Selçuk, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararının beklenip beklenmemesi konusunda siyasi tartışma yapmanın da doğru olmadığını söylüyor:
- Sözleşme hükmü açık. Buna karşın Mahkemeyi bekleyip, beklememe gibi bir kararı hükümetin değerlendirme yetkisi yoktur. Bu siyasi değil hukuki bir konudur.
* * *
HUKUKİ durumu Yargıtay Başkanı böyle açıklıyor.
Ancak, hukuki durum böyle olsa bile, Ankara'nın bu konuda siyasi bir karar vereceği de bir diğer gerçek...
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr