Türkiyenin savunma ve güvenlik yapılanmasını da belirleyen bu belgedeki değişiklikler ulusal politikalardaki yeniliklerin de kaynağını oluşturuyor.Milli Güvenlik Siyaset Belgesi en son 2001 yılında güncellenmiş ve bölücü terör ve irtica birlikte öncelikli tehdit olarak belirlenmişti.Daha önceki güncelleme ise 1992 yılında yapılmış; Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla ortaya çıkan yeni koşullarda "Kuzey ve Batı" tehdidinin yerine güney komşularımızdan gelebilecek tehdit ön sırayı alınmıştı.2004 yılı güncelleme çalışmalarının ise MGKnın son asker Genel Sekreteri Org. Şükrü Sarıışık zamanında başlatıldığı ve ilk sivil Genel Sekreter Büyükelçi Yiğit Alpoganın koordinasyonunda sürdürüldüğünü belirtebiliriz. Türkiyenin tehdit algılamasını içeren Milli Güvenlik Siyaset Belgesinin yeniden güncelleştirilmesi çalışmalarının başladığını Hürriyette Sedat Ergin dünkü haberiyle duyurdu. 2004 güncelleme ihtiyacının temel kaynağını ise 11 Eylül New York saldırılarıyla gündeme oturan ve İstanbul saldırılarıyla Türkiyeye yansıyan "küresel terör" tehdidinin oluşturduğunu söyleyebiliriz. MGK ve hükümet kaynaklarına göre güncellemede "asimetrik terör" tehdidi ön plana çıkmış görünüyor.Asimetrik tehdidin, ülkeden ülkeye tehdidin önüne geçtiği saptaması yapılan Milli Güvenlik değerlendirmesinde, klasik savunma esaslı konsept yerine de "güvenlik" konseptinin ağırlık kazandığı kaydediliyor.Bu değerlendirmenin ülkeden ülkeye tehdit algılamasının tümüyle terk edildiği anlamına gelmediği, ancak, önem ve derecesinin değiştiği de yine MGK ve hükümet kaynaklarınca ifade ediliyor. Asimetrik terör MGK Genel Sekreterliğince hazırlanan güncelleme taslağı, ilgili kurumlara görüşlerini almak üzere iletilmiş durumda. Belgeye son şekli bu kurumlardan gelecek yanıtlardan sonra yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısında verilecek.İlgili kurumlara iletilen taslakta Yunanistan, Irak, Suriye gibi komşularımıza ilişkin somut bir kayıt yer almıyor.Dış tehdit olarak Iraktaki gelişmelerin Türkiyenin ulusal bütünlüğü açısından oluşturacağı muhtemel tehdit ile Suriyeyle ilişkiler; iç tehdit olarak da bölücü terör ile irtica MGK toplantısına bırakılmış konular arasında. Bu arada Türkiyenin, Yunanistandan gelecek tehdit algılamasının, bu ülkenin Türkiyeye karşı tutumuna da bağlı olacağı, bunun da 17 Aralık AB zirvesinde büyük ölçüde ortaya çıkacağına işaret ediliyor. Yunanistanın bu zirvede alacağı tutum, Türkiyenin tehdit algılamasını belirlemesinde önemli bir faktör olacak. Yunanistan ve Suriye Milli Güvenlik Siyaset Belgesiyle belirlenen ulusal tehdit algılamaları esas alınarak Türk Silahlı Kuvvetlerince Milli Askeri Stratejik Konsept Belgesi oluşturuluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri de kuvvet yapılanması ve konuşlanmasını belirliyor. MGK kaynaklarınca bu bağlamda yapılan değerlendirme ise şöyle:"Türkiyenin bugüne kadar karşılaştığı tehditler karşısında Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu tehditleri bertaraf etmede yeterli ve başarılı olduğu kanıtlanmıştır. Son terör sürecinde aldığı sonuç dünya açısından örnek oluşturacak niteliktedir. Bu bakımdan yeni tehdit değerlendirmelerinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin temel gücü ve yapısında çok büyük değişiklikler gerektirmeyeceği, ancak, asimetrik terör tehdidiyle ilgili olarak ilave önlemler alınmasının gerekli olabileceği değerlendirilmektedir." TSKnın yapılanması Milli Güvenlik Siyaset Belgesinin yenilenmesi çalışmalarının uzun bir sürece yayılacağı ve nihai belgenin onaylanmasının 2005 yılının bahar aylarını bulacağı da kaydediliyor. İlgili kurumların vereceği yanıtlardan sonra MGKda kesinleştirilecek olan belge, Bakanlar Kurulunun onayıyla kesinlik kazanacak. fbila@milliyet.com.tr Uzun bir süreç