Yön Manisa ve Çanakkale'nin seçilmesi anlamlıydı.Çanakkale'yi anlatmaya gerek yok. Mitinglerde verilen mesajlara en uygun yer seçimlerinden biri de Çanakkale'ydi. Ulusal Kurtuluş Savaşı ruhunun doğduğu ve Mustafa Kemal'in liderleşmeye başladığı yer olarak anlam taşıyor Çanakkale...Manisa'nın seçiminde ise TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın memleketi oluşu önemli bir faktördü. Arınç'ın söylem ve tutumuna Manisa'dan yanıt verme girişimi olarak görülebilir bu miting.Cumhurbaşkanlığı sürecine tepki olarak Ankara'da başlayan mitingler bu boyutu aşmış görünüyor.İzmir'de, Eskişehir'de, Samsun'da devam etmesi beklenen bu gösterilerin bir toplumsal harekete dönüştüğünü ve siyasi partiler üzerinde önemli bir baskı yarattığını kabul etmek gerek. Ankara ve İstanbul'dan sonra Manisa ve Çanakkale'de düzenlenen mitinglere de katılım çok büyük oldu. Mitinglerde öne çıkan iki mesaj var:1- Laiklik2- Ulusal bütünlük.Dikkat edilirse mitinglerde Türk bayrağından başka simge kullanılmıyor. Mitinge katılanlar "iş, ekmek, aş, eğitim, sağlık" gibi taleplerde bulunmuyorlar. Ama ısrarla, "Atatürk, laiklik, ulusal bütünlük" mesajları veriyorlar. Bu da toplumun önemli bir bölümünde laiklik ilkesine ve ulusal bütünlüğe ilişkin kaygılar olduğunu gösteriyor. Mitinglerde Atatürk'ün, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın, kuruluş felsefesi ve ilkelerine ilişkin simgelerin ön planda oluşu ileriye dönük kaygının niteliğini de ortaya koyuyor.Meydanlarda "birleşin" talebinin giderek daha gür, daha ısrarlı biçimde dile getirilmesi, kaygının kaynağının AKP olduğunu da açıkça gösteriyor.Bu tablo, halkın siyasi partilerin önünde bir inisiyatif aldığının da göstergesi.Muhalefet partileri gibi iktidar partisi AKP de bu meydanlara kulak vermek zorunda. Meydanlardan yükselen mesajları AKP de dikkate almalı. Algılamaya çalışmalı. AKP'nin bu sese kulak tıkaması, kaygı ve kuşkuları artırır. Oysa iktidar partisi olarak tansiyonu düşürmek, dile gelen kaygı ve kuşkuları gidermek AKP'nin de sorumluluğundadır.Meydanları anlamak yerine inatlaşmak, meydanlara çıkanlarla, TSK'yla, Anayasa Mahkemesi'yle "hesaplaşma"ya yönelmek, ipleri iyice germek dışında bir sonuç vermeyecektir.AKP, Ankara'da, İstanbul'da, Manisa'da, Çanakkale'de ortaya çıkan, yarın İzmir'de, Samsun'da, Eskişehir'de meydana çıkacak olan gerçeği görmemezlikten gelemez, gelmemelidir.Meydanlarda yaşananlar küçümsenecek cinsten değildir.Başbakan Erdoğan'ın "bindirilmiş kıtalar" yaklaşımını bir tarafa bırakıp bu insanlara kulak vermesi, gerçeği görmesi gerekir.Yaşadığımız süreç kişisel, partisel çıkarlara, oy hesaplarına göre yönetilecek bir süreç değildir.Başbakan Erdoğan ve AKP bunun ayırdına varmalıdır... Öne çıkan mesaj Mitinglerin bir diğer anlamı da sola verilen güçlü mesajda yatıyor. Meydanları dolduranlar, sol partilere mutlaka ama mutlaka "birleşin" mesajı verdiler. Merkez sağda ANAP ve DYP bunu başardı. ANAP ve DYP'yi harekete geçiren diğer faktörler belki meydanlardaki talepten daha etkiliydi. Ancak sol partiler açısından meydanlar, birleşmenin temel faktörlerinden biri olacak kadar güçlü mesaj taşıyorlar. Mitinglerde kadınların öncülüğü ve yüksek katılımı da mesajın adresini sol partilere çeviriyor.Bu tablo öncelikle CHP lideri Deniz Baykal ve DSP lideri Zeki Sezer'in sorumluluğunu artırıyor.Meydanlar sol için "Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz" sözünü anımsatıyor. fbila@milliyet.com.tr Sola mesaj