Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İsrail'in Filistin'i işgali sürecinde Şaron yönetimine yöneltilen eleştirilere Musevi vatandaşlarımızdan tepki geliyor.
Tepkilerin ortak noktası, Filistinlilerin gerçekleştirdiği terör eylemlerinin gözden kaçırıldığı, tek yanlı olarak İsrail yönetiminin eleştirildiği. Şaron yönetimine bu köşeden yöneltilen eleştirilere de İsrail'de ve Türkiye'de yaşayan Musevilerden benzeri tepkiler geldi. Tepkilerin bir diğer ortak noktası da PKK terörüne karşı tavır alınmasına karşılık Filistinliler konu olunca aynı tavrın alınmayışı. Musevi vatandaşlarımız, Ankara'nın FKÖ ile PKK'yı, Arafat ile Abdullah Öcalan'ı aynı görmesi gerektiğini savunuyorlar.
Öncelikle şunu belirtmemizde fayda var. Teröre karşı tavırda çifte standart olmaz, olmamalı. Bu konu bu köşede birçok kez vurgulandı. Özellikle Avrupa'nın terör ve terör örgütlerine karşı çifte standart uygulaması eleştirildi. Bu nedenle terör eylemlerine karşı farklı tavır gösterilmesini anlayışla karşılamamız mümkün değildir. Terör eylemi nereden gelirse gelsin, kim yaparsa yapsın, kime karşı yapılırsa yapılsın kınanmalıdır. Teröre karşı bütün dünya mücadele etmelidir. 11 Eylül, bu gerçeği bir kez daha bütün insanlığa göstermiştir. Bu nedenle Filistinlilerin terör eylemlerini kınamadığımız söylenemez. Ancak, terörün devlet eliyle yürütülmesi o eylem ve faaliyetlerin terör niteliğini ortadan kaldırmaz. Masum sivil insanların terör eylemleriyle, teröristlerce öldürülmeleriyle, düzenli ordu tarafından öldürülmeleri arasında fark yoktur.
Eleştirilen Museviler veya Musevi olduğu için İsrail halkı veya devleti değildir. Eleştirilen Şaron yönetiminin anlayışı ve uygulamalarıdır. Aynı şekilde barış sürecini ve Barak dönemini iyi değerlendiremediği, terör eylemlerini kontrol altına almada yetersiz kaldığı için Filistin lideri Arafat da eleştirilmiştir.
Terör eylemleri ve örgütleri arasında fark gözetilmesi söz konusu olmamalıdır. Ancak bu Filistin sorunu ile PKK'nın aynı olduğu görüşünü doğrulamaz. Filistin, İsrail devletinin halkı değildir. İsrail'in kuruluşu ile Türkiye'nin kuruluşu da aynı değildir. Filistinlilerin ayrı bir halk oldukları ve ayrı bir devlet kurabilecekleri Oslo sürecinde İsrail yönetimi tarafından kabul edilmiştir. İsrail'in İzak Rabin'in önderliğinde başlattığı bu yeni yaklaşım ve süreç, 1999 yılına kadar Filistin devletinin kurulacağını öngörmektedir. Bu barış süreci nedeniyle İzak Rabin, Şimon Perez ve Yaser Arafat, Nobel Barış Ödülü almışlardır.
Bugün İsrail - Filistin çatışmasının bu noktaya gelmesinde Filistinlilerin terör eylemleri nedenlerden biriyse, diğeri de Şaron'un seçimlerden önceki kışkırtıcı tavırları ve sertlik yanlısı tutumudur.