Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fikret Bila


YA Meral Akşener de daha önceki İçişleri bakanları gibi aymazlığa düşseydi...
Bülent Orakoğlu'nu Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Vekilliği'ne getirmeyip, Genelkurmay'ı ve Deniz Kuvvetleri'ni izletmeyip, "burada askerler erken kalkıyorlar, takribi olarak saat 05.00'te uyanıyorlar, dolayısıyla darbe yapacaklar galiba" biçiminde durumu rapor etmeseydi de, "darbe"yi bizimle beraber radyodan öğrenseydi, daha mı iyiydi?
Orduda "onbaşı" rütbesine kadar yükselmiş bir askeri personeli sivil saflara çekerek, "Genelkurmay veya Deniz Kuvvetleri'nin durumdan darbe vazifesi çıkardığı" gerçeğini gözler önüne sermeseydi de, Türkiye, dünya aleme rezil olsaydı, daha mı iyiydi?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinden "kimseye çaktırmadan" istihbarat toplamayıp, Başbakan Yardımcısı Çiller'i, o da Başbakan Erbakan'ı, o da Cumhurbaşkanı Demirel'i uyarmasaydı da, 21. yüzyılın eşiğinde Türkiye'yi "beş general"in idaresine teslim etseydi, daha mı iyiydi?
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Vekili'ne "demokrasi adına Genelkurmay'ı izleyin" talimatı vermeyip, "demokrasiyi koruma kollama görevi" konusunda polisi ilk kez askerden daha önce davranmaya yönlendirmeseydi de, bu "görevi" yine Silahlı Kuvvetler yerine getirseydi, daha mı iyiydi?
Bütün genel başkanlarını uyarmayıp, Cumhurbaşkanı'na "kapı gibi" üçlü deklarasyon verdirmeseydi de, üç lider aynı tankın üzerine çıkıp Yeltsin'in durumuna düşselerdi, daha mı iyiydi?
Genelkurmay Başkanı Karadayı'nın isteği üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Vekili'ni görevden almayıp, ABD'ye göndermeseydi de, Silahlı Kuvvetler izlendiğini zamanından önce anlasaydı da, bu "demokrasi örgütü", "koruma - kollama" görevini yerine getiremeden deşifre olsaydı daha mı iyiydi?
Elbette, değildi...
Sayın Akşener'in "demokrasiyi kurtarma" adına gerçekleştirdiği bu operasyon bir Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Vekili'nin vaktinden önce harcanmasına ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir onbaşının askeri işlevinden bir süre mahrum kalmasına malolmuştur ama, Türk ve dünya kamuoyu da Genelkurmay veya Deniz Kuvvetleri'nin bir "askeri darbe" hazırlığı içinde olduğunu öğrenmiş ve oyun da bozulmuştur...
Hani bu bedel ödenmeden, darbe hazırlığı öğrenilemez miydi, diye bir soru akıllara takılabilir...
Gerçi, Sayın Akşener, Milli Güvenlik Kurulu toplantıları ve akşam 20.00 haberlerini izleseydi de, "darbe hazırlığı"nı öğrenip, demokrasiyi yine kurtarabilirdi, ama...
Neyse...
Sonuçta önemli olan bir İçişleri Bakanı olarak ordunun darbe hazırlığı içinde olduğunu gözler önüne sermiş olmasıdır!

Yazara EmailF.Bila@milliyet.com.tr