Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz ile Devlet Bakanı Kemal Derviş, Telekom'daki "yetki" düğümünü çözemediler.
Telekom'un özelleştirilmesi konusunda iki bakan arasında ilke düzeyinde bir sorun yok. Bu yakınlaşma Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın araya girmesi ile sağlanmış oldu.
Ancak, özelleştirmeden sonra lisans verme yetkisinin de kimde olacağı. Derviş, yetkinin telekomünikasyon kurulunda olması gerektiğini savunuyor. Öksüz ise yetkinin Ulaştırma Bakanlığı'nda kalması gerektiğini.
Özkan'ın da devreye girdiği üçlü toplantılarda ise Derviş'in, Öksüz'ün ısrarı karşısında getirdiği yeni öneri şu:
"Yetki Bakanlar Kurulu'nun olsun. Bakanlar Kurulu, ülkenin genel durumuna göre lisans verilip verilmemesi konusunda gereksinmeyi saptasın, stratejik çerçeveyi çizsin. Bakanlar Kurulu'nun uygun gördüğü zaman ve koşullarda yeni ihaleleri telekomünikasyon kurulu yapsın. Yetki tek başına bakanlıkta olmasın."
Derviş'in bu yeni yaklaşımı da Öksüz tarafından reddedilmiş durumda. Öksüz, bu tartışma ortamında, yasa tasarısının ikiye bölünmesini öneriyor. Önce özelleştirmeyi sağlayacak tasarının sevk edilmesini, tartışma çıkan yetkiyle ilgili tasarının sonradan da gönderilebileceğini düşünüyor. Derviş ise iki konunun bir bütün olduğunu ve tek tasarıyla çözülmesi gerektiği noktasında duruyor.
Peki bu aşamadan sonra ne olacak?
Derviş cephesindeki yaklaşım şu:
"IMF'ye verilen ek niyet mektubunda, Telekom'un özelleştirilmesinin bu şekilde yapılacağı, yetkinin kurula bırakılacağı da dahil olmak üzere yazılı. Ek niyet mektubunun altında da Başbakan Bülent Ecevit ve yardımcıları Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'ın imzaları var. Sayın Bahçeli, 'Ben bunu okumadam imzaladım' diyemeyeceğine göre, Sayın Öksüz'ü ikna etmek durumunda. Çözümü liderler üretecek."
Derviş, bu aşamadan sonra artık liderlerin devreye girmesini ve IMF'ye verilen ek niyet mektubu çerçevesinde işin çözülmesini istiyor.
Öksüz'ün kuşkusu ise, bakanlığın devreden çıkarılması, bütün yetkinin siyasi sorumluluk taşımayan kurula devredilmesi konusunda acele edenlerin, dışarıdan bu konuda baskı yapanların iyi niyet taşımadıkları yönünde. Öksüz ihale peşinde olanların "yaygara" yaptıkları düşüncesinde.
Öksüz, "Biz yapalım, Anayasa Mahkemesi iptal ederse etsin" diye savunma yapanlara da sert yanıt veriyor. "Niye baştan aykırı iş yapalım da dönsün, bu kez de dönmesin" diyor.
Yetki düğümü iki bakanın görüşmeleriyle çözülecek noktayı aşmış görünüyor.
Çözümü liderler zirvesi bulacak.
Ancak bu çözüm, Öksüz açısından siyasi bir sorun doğuracak nitelikte olursa, hükümette sıkıntı olabilir.