ÖĞRETMENİ söylemiş, Hüseyin defterine yazmış:
"Tüm insanlar özgür ve eşit olarak doğarlar."
Öyle doğarlar, ama öyle büyümezler Hüseyin...
"İnsan insanın efendisi olmaz."
Öyle derler, ama olur Hüseyin...
"İnsanlar köle doğmaz."
Öyle doğmaz, ama öyle edilir Hüseyin...
Hüseyin, özgür ve eşit doğdu...
Ama öyle büyüyemedi...
Anası - babası ve altı kardeşiyle tek göz odada can verdiğinde 11 yaşındaydı.
O tek göz odada, öğretmeninin yazdırdığı gibi "efendisi" olmadığını sanıyordu.
"Köle" doğmadığına inanıyordu.
Esenyurt'ta babasının yaptığı gecekonduda her şey öğretmenin dediği gibi görünüyordu:
"Eşitlik" sorunu yoktu!
"Özgürlük" sorunu yoktu!
"Efendilik" sorunu yoktu!
"Kölelik" sorunu yoktu!
Hüseyin'in bildiği:
"Babasının işsizlik" sorunu vardı.
"9 kişiye tek oda" sorunu vardı.
"Gecekondu mafyası" sorunu vardı.
"Eve çıkacak yol" sorunu vardı.
"Çamur" sorunu vardı.
"Camsız pencere" sorunu vardı.
Bir de lanet kömür sobası...
Bu lanet soba, zehirleyip öldürmesiydi...
Hüseyin öğretmeninin dediklerini ezberleyecekti:
"Efendilik ve kölelik yok. Eşitlik ve özgürlük var."
Eşit ve özgür doğdu...
Ama, büyüyemedi...
Büyüseydi...
"Efendilik" ve "köleliği" de görecekti!
Yazara E-Posta: f.bila@milliyet.com.tr