TERÖRLE mücadelede temel sorunlardan biri "dağdaki gençleri" düze çıkaracak bir yol bulmaktır.
Apo'nun yakalanması bu yolda önemli adımlar atılmasını sağlayabilir. Sağlamalıdır.
Ankara bu gerçeğin farkındadır.
O kadar farkındadır ki, Apo'yu getiren tim henüz uçakta bu yönde mesaj vermiştir:
- Abdullah Öcalan memlekete hoşgeldin.
- Kendini sıkıntıya sokma, rahat ol.
- Sen bizim misafirimizsin.
- Sağlığın iyi mi?
- Gözlerini silelim mi?
- Midende ekşime mi var? Gidince tedavi ederiz, edeceğiz.
- Sözlerini kaydediyoruz.
Uçaktaki tim mensubunun bu sözleri, bilinçli edilmiş sözlerdir. Kamuoyuna ve PKK yandaşlarına mesaj niteliği taşımaktadır. Bundan sonra izlenecek politikanın ilk ve önemli işaretleridir.
Apo'ya gösterilen yaklaşımla verilmek istenen mesaj, Ankara'nın bir "intikam" ve "yargısız infaz" peşinde olmadığıdır. Önemli amaçlarından biri "dağdaki gençler"e güven aşılanmasını ve ikna yoluyla teslim olmalarını sağlamaktır.
Nitekim bu yöndeki mesajların dağdaki insanlara ulaştırılması için çalışmalar başlatılmıştır.
* * *
Bu yaklaşımın beklenen sonucu vermesinde en önemli etkenlerden birinin "pişmanlık yasası" olduğu biliniyor.
1995'te yürürlük süresi sona eren bu yasa sayesinde önemli mesafe alındığı bir gerçek. Aynı yönde düzenlenmiş ikinci yasa ise Meclis raflarında duruyor.
Apo'nun yakalanmasından sonra da, bütün devlet yönetimi ve siyasi liderler ikinci bir pişmanlık yasasının çıkarılması konusunda hemfikirler.
Ancak, hükümet yasa yerine, genelgeyle yetinmek zorunda kalıyor.
Bu zorunluluğun gerekçesi ise kabul edilebilir gibi değil.
Gerekçe, Meclis'in olağanüstü toplanamaması...
- Böyle önemli bir konuda Meclis neden toplanamıyor?
- Seçim ortamına girildiği için...
- Seçim ortamı neden engel oluşturuyor?
- Milletvekilleri seçim bölgelerinde...
- Peki bu yasa için Ankara'ya gelmeleri çok mu zor?
- Değil.
- O halde neden gelmiyorlar?
- 24 Şubat'ta milletvekili aday listeleri belli olacak. Listede yer almadığını gören milletvekili tepki gösterebilir. Hatta Meclis toplanmışken, `madem ben bir daha seçilmeyeceğim, o halde başkaları da seçilmesin' diyerek, seçimi ertelemeye kalkışabilirler.
Evet. Gerekçe maalesef bu...
"Küskün"lerin seçimi erteletmesinden endişe ediliyor.
Başbakan Ecevit de bu endişeyi, sorumuz üzerine, üzülerek, açıkça ifade etti:
- Bizim partimiz açısından bir sorun yok. Ama, bu konuda yaptığım girişim böyle bir endişe bulunduğunu gösteriyor.
Cumhurbaşkanı'nın, Meclis Başkanı'nın, Başbakan'ın, güvenlikle ilgili devlet kurumlarının ısrarlarına karşın, Meclis toplanamıyor.
"Bir daha seçilemeyecek milletvekilinin ne yapacağı belli olmaz" yargısı yerleşmiş durumda...
Konu, terör olsa bile...
Ve Ankara, "pişmanlık yasası" yerine, "pişmanlık yasası vaadi"yle yetinmek zorunda kalıyor.
Meclis'in saygınlığı zedeleniyor...
Yazara E-Posta: f.bila@milliyet.com.tr