Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Rum lider Papadopulos, "Bizi tanımayan bir ülkeyle nasıl müzakereye başlarız?" diyerek, mesajı tekrarladı.17 Aralıka kadar her fırsatta Türkiyenin Rum yönetimini tanıması için baskıların artacağı açık.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Papadopulosun bu açıklamaları karşısında pek oralı olmadı. Lizbon - Brüksel gezisinde, bu sözler anımsatılınca kendinden emin biçimde şöyle dedi:"Türk tarafı yapacağı bu jestleri yaptı. Bunu anlamayan ve karşılık vermeyen ise Rumlar oldu. Size AB yetkililerinin kullandığı bir ifadeyle söyleyeyim; eğer Rumlar AByi kandırmasalardı, referandumda Türkler gibi evet deselerdi, şimdi bu sorunları konuşuyor olmayacaklardı. Bir çözüm geliştirilmiş olacaktı. Asker de çekilmeye başlayacaktı. Ama Rumlar AByi de kandırarak, bugünkü durumu yarattılar."Gezi boyunca Gülün en rahat olduğu konu Kıbrıs konusuydu. O kadar ki, "Toplantılarda kendi kendime diyorum ki" dedi, "...birisi Kıbrıs meselesini sorsa da içimdekileri bir döksem...""Sorduklarında da şöyle diyorum" diye devam etti:"Siz hep Türk tarafı uzlaşmaz taraf demiyor muydunuz? Evet, diyorduk. Türkler bir yolunu bulur masadan kaçar demiyor muydunuz? Evet, diyorduk. Siz Annan planı en iyi çözümdür demiyor muydunuz? Evet, diyorduk. Rumlar çözüm istiyor ama Türkler her şeye hayır demiyor muydunuz? Evet, diyorduk.Peki şimdi bunları söyleyebilir musunuz? Hayır.""Böyle içimi boşaltıyorum" diyor Gül ve devam ediyor:"Artık Rum tarafının Avrupa ülkelerine, liderlerine söyleyeceği bir şey yok. Olay çok açık. Prestij kaybettiler. Türk tarafı gerekeni yapmıştır. Bundan sonra Türkiyeden bekleyecekleri bir jest yoktur."Gül, bu yaklaşımını kararlı biçimde her fırsatta tekrarlıyor.Rumların bu tür talep ve baskıları için AB ülkelerinden destek bulamayacakları kanısında. Yalnız kaldığında da tek başına Türkiye aleyhine veto kullanmalarının da zor olacağını düşünüyor. Bu koşullarda AB ülkelerinin Rumları desteklemeleri ve Türkiyeye karşı Rum vetosu kullanılmasına olanak sağlamaları halinde ise kendileriyle çelişecekleri düşüncesinde.Gül ve Dışişleri uzmanları, bu nedenle Rumların kolay kolay tek başlarına vetoya yönelmelerine pek ihtimal vermiyorlar.Böyle bir gelişmenin ABnin ayıbı olacağı kanaatindeler.Tabii, asıl "ayıbın" , referandum sonucu ne olursa olsun, ABnin Rum tarafına üyelik garantisi vererek Türklerle masaya oturtması ve hayır demelerine karşın üyeliğe almaları olduğunu da ABye hatırlatmak gerekiyor. fbila@milliyet.com.tr 17 Aralık yaklaştıkça Kıbrıs Rum Yönetiminden gelen "şantaj" mesajları da artıyor.