Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fikret BİLA

SEÇİM halkın iktidarı belirleme aracıdır.
Ama, Türkiye'de iktidarların seçimi belirleme gayretleri demokrasinin özünü oluşturan bu mekanizmayı felç etmiş durumdadır.
"Seçimden durum çıkartmak" yerine, "durumdan seçim çıkartmaya" alışmış lider ve partilerimiz sayesinde "seçim - sonuç" ilişkisini çoktan kaybetmiş bir "demokrasimiz" var.
"Ben seçimden istediğim sonucu çıkarırım" anlayışıyla yaz - boz tahtasına dönen seçim yasaları sonuçta demokratik sistemi kilitledi. Demokrasinin ekseni, "demokratik seçim" değil de "Şark kurnazlığı"na oturtulunca herkes kendi konumuna göre bir seçim, bir zaman, bir rejim önerir hale geldi.
Bir siyasi parti aracılığıyla hükümet etmek şansı ve iddiasını geride bırakanlar başkanlık sistemini, biraz temkinli olanlar, ne olur ne olmaz diye şimdilik yarısıyla yetinip yarı - başkanlık sistemini, seçilme şansı ve iddiası bulunmayanlar teknokratlar hükümetini, siyasetten silinme korkusu taşıyanlar her türlü seçimin erken olanını, tek başına yarışacak gücü olmayanlar ittifaklar seçimini savunuyorlar... Hani, seçimi bir tarafa bırakıp iktidar partisini de Anayasa Mahkemesi belirlesin, diyecekler de çıktı çıkacak...
Ama işin normaliyle ilgilenen yok...
Bir ideolojiye sahip olup da, buna uygun programı hazırlayıp, bir siyasi parti aracığıyla halkın beğenisine sunup demokratik yoldan iktidar mücadelesine niyetli pek fazla kimse kalmadı...
İkide bir tıkanan demokratik kanalları açmak için kimse kafa yormuyor. Bütün siyasal akımları halkın verdiği güç ölçüsünde parlamentoya ve bu yolla oluşacak parlamentodan siyasal tercihlere uygun iktidar ve muhalefet çıkarmak kimsenin kaygısı değil.
Çabalar halkın tercihlerini yansıtmaya değil, kendi tercihlerini halka dayatmaya dönük.
Oysa yapılması gereken artık gerçekten demokrasiye inanmak ve bunun gereklerini yerine getirmek.
Önce, demokratik bir seçim sistemi oluşturmak.
Partileri boyundan çok büyük veya çok küçük gösteren yapay barajları, yapay ittifakları ortadan kaldırmak. Seçmen tercihine uygun bir Meclis oluşumuna olanak verecek adil bir seçim yasası yapmak. Siyasi partileri bir programı iktidara taşıma araçlarına döndürüp, şirket olmaktan kurtarmak.
Bunlar yapılmadan gidilecek bir seçim sonucu değiştirmeyecektir.
Türkiye yine birbirini kaldıramayan yakın ağırlıkta ideolojisiz birkaç partiyle, "baltasını saklamış" rejimle sorunla partiler arasında sallanacaktır.
Böyle olunca da, tabii, yine Türkiye'nin 40 yılı, İspanya'nın 14 yılından küçük olacaktır...




Yazara EmailF.Bila@milliyet.com.tr