Basına yansıyan haberlere bakılırsa, hükümet şubat içinde Kuzey Irak'taki Kürt liderlerle İstanbul'da bir toplantı planlıyordu, ancak Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'ın Washington'da yaptığı çıkış nedeniyle bu toplantı askıya alındı."Önce taşları yerlerine oturtalım... Kuzey Irak Kürt yönetimiyle görüşme konusundaki tartışmalar şöyle bir izlenim yarattı: "Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül görüşmeden yana, Cumhurbaşkanı Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt ise karşı." Cumhurbaşkanı Sezer, Irak Cumhurbaşkanı Talabani ve KDP lideri Barzani'ye karşı mesafeli. Talabani'nin istemesine karşın, Sezer'in Irak Cumhurbaşkanı'nı davet etmediği belirtiliyor. Sezer, Barzani'yi zaten muhatap olarak görmüyor.Sezer'in bu tutumunun gerekçesi nedir?Çok açık. Cumhurbaşkanı Talabani'ye de Barzani'ye de PKK'yı destekledikleri için tavırlı.Cumhurbaşkanı Sezer, bu soğuk tutumunu Suriye'ye karşı da sürdürmüştü. Ancak aynı Sezer, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın cenaze törenine katıldı. Bir sakınca görmedi. Ama neden sonra? Esad, Türkiye'nin baskılarına dayanamayıp yıllarca "Bizde yok" dediği Abdullah Öcalan'ı Suriye dışına çıkardıktan sonra...Şimdi Türkiye-Suriye ilişkilerinde bir sorun yok... Sezer'in bakışı Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt da Kuzey Irak liderleriyle neden görüşmeyeceğini açık bir şekilde söyledi. PKK'yı terör örgütü olarak görmeyen, ona destek verenlerle ne görüşeceğim, dedi. Büyükanıt'ın da gerekçesi Cumhurbaşkanı Sezer'le aynı...Talabani ve Barzani'nin PKK konusundaki tutumları değişmedikçe Sezer ve Büyükanıt'ın tutumlarında değişiklik de beklenemez... Büyükanıt'ın tavrı Talabani ve Barzani'nin ne dedikleri, hangi seviyede olursa olsun bundan sonraki temaslarda da ne diyecekleri belli. Nitekim Barzani bunu sık sık, hem de Türkiye'ye karşı tehditkâr bir üslupla yineliyor. Dediği şu: PKK sorunu siyasidir, Türkiye genel af ilan etmelidir, vs...PKK ve Türkiye'de aynı çizgideki kişi ve kuruluşların olayın siyasi boyutu olarak gündeme getirdikleri talepler ise genel aftan başlayıp iki resmi dile, iki uluslu yeni devlet yapılanmasına kadar uzanıyor. "Seçenekli talepler" arasında özerklikten bağımsızlığa, bağımsızlıktan komünal nitelikli konfederasyonlara kadar birçok öneri var.Silahtan, terörden vazgeçme olmadığı gibi, "hami" konumundaki Talabani ve Barzani'nin bakışında "terör nitelemesi veya terörle mücadele yaklaşımı" da yok...ABD, PKK'yı terör örgütü olarak niteliyor ama kafası "terörle mücadele"de değil, işin siyasi yönüyle meşgul. Terörle mücadele CHP lideri Deniz Baykal ise, Kuzey Irak'la "iyi ilişki" geliştirmenin koşulunu dün açıkladı:Terörle mücadelede samimi olmak, PKK'yı etkisiz kılmak.CHP lideri, teröre karşı samimi ve ortak mücadeleyi önkoşul olarak görüyor.ABD, Talabani ve Barzani'de ise bu samimiyeti görmediğini vurguluyor. Bu koşullarda da Kuzey Irak'taki yönetimle muhatap olmanın, masaya oturmanın faydası olmayacağına inanıyor.Talabani ve Barzani'nin hem PKK'yı destekleyip hem Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmeyi düşünmelerinin çelişkisine dikkat çekiyor.Hükümetin de bu konudaki bakışını kamuoyuna net olarak yansıtması gerekiyor. fbila@milliyet.com.tr Baykal'ın koşulu