Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TBMM'deki görüşmeler sırasında en çok tartışılan, TCY'nin 263. maddesinde yapılan değişiklik oldu. Madde, yasaya aykırı eğitim kurumu açanlara ve bilerek bu kurumlara gidenlere verilecek cezayı düzenliyordu. Maddenin ilk halinde bu cezanın üst sınırı 3 yıl hapisti. Değişiklikle, "3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası" hükmü konuldu.Şimdi gözler Cumhurbaşkanı Sezer'de. Cumhurbaşkanı'nın bu maddeyi veto edip etmeyeceği merak ediliyor. Türk Ceza Yasası'nın (TCY) bazı maddeleri değiştirildi. Değişiklik yasası Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayından geçerse yürürlüğe girecek. 263. maddenin öngördüğü cezanın indirilmesi ve para cezası seçeneğinin konulmasında, maddenin eski haliyle izinsiz Kuran kursu açan ve bu kursları izleyenlerin hapis cezasına mahkûm olmasını istemeyen çevrelerin baskısı etkili oldu. Başbakan Erdoğan da bu yönde karar verdi ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek içtenlikle desteklemediği bu düzenlemeye oy vermek zorunda kaldı. Değişiklik böylece yasalaştı.Çiçek'in düşüncesi, Kuran kurslarına Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görev ve teşkilatına ilişkin yasanın ek-3 maddesiyle olanak tanındığı, Başkanlık'ın ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın gözetiminde Kuran öğrenmenin mümkün olduğuydu. Bu düzenleme olanak tanımışken, yasalara aykırı şekilde kim veya kimler tarafından verileceği belli olmayan Kuran veya diğer alanlardaki eğitimi caydırmanın doğru olduğunu düşünüyordu. Bu görüş CHP tarafından da paylaşılıyordu. Nitekim CHP, bu suçu işleyecek olanların para cezasıyla kurtulmalarına olanak sağlanmasının yasalara aykırı eğitimi özendireceğini, Kuran kursu adı altında radikal grupların faaliyet göstereceğini, Hizbullah ve El Kaide gibi örgütleri örnek göstererek karşı çıktı. Ancak, AKP direnince çareyi Meclis Genel Kurulu'nu terk etmekte buldu. Baskılar etkili oldu Cumhurbaşkanı Sezer, söz konusu madde hükmünü Anayasa'ya aykırı bularak Meclis'e geri gönderebilir mi?Sezer'in 15 günlük inceleme süresi var. Kuşkusuz, TCY'de değişiklik yapan yasayı Anayasa'ya aykırılık açısından inceleyecektir.Sorun, ceza indiriminden sonra söz konusu madde hükmünün laiklik karşıtı eğitim yapılmasının yeterince caydırıcı olmaması, aksine radikal gruplar için para cezasıyla kurtulabilecekleri uygun bir ortam yaratması olacaktır.Bu açıdan bakıldığında, düzenlemenin başta Anayasa'nın 2. maddesindeki laiklik ilkesine aykırılığı düşünülebilir. Laiklik ilkesinin eğitim açısından içini dolduran Anayasa'nın 24. maddesindeki, "Din ve ahlak eğitim ve öğrenimi devletin gözetimi ve denetimi altında yapılır" hükmüyle de bağdaşmayacağı öne sürülebilir. Keza eğitim alanını düzenleyen Anayasa'nın 42. maddesinde belirlenen ilkelerin korunması açısından da söz konusu düzenlemenin uygun olmadığı sonucuna varılır. Nihayet, Devrim Yasaları'nın korunmasına ilişkin Anayasa'nın 174. maddesiyle de ilgi kurulabilir. Anayasa'ya aykırılık Anayasa'nın söz konusu maddeleri bir arada değerlendirildiğinde, laiklik ilkesi ve bu ilkeye uygun eğitim açısından, yasalara aykırı eğitim kurumlarına ve bilerek bu kurumlarda eğitim görenlere karşı yeterince caydırıcı olmayan, aksine kolaylaştırıcı bir ortam sağlayan düzenleme Çankaya'dan dönebilir.Başbakan Erdoğan ve AKP milletvekillerinin konuya, "sadece Kuran öğretmek ve öğrenmek isteyen kişiler"in cezalandırılması olarak bakmaları yanlıştır. Kuran öğretmek ve öğrenmek isteyenler için Diyanet ve Milli Eğitim'in gözetiminde olanak zaten tanınmaktadır. Ceza yoluyla caydırılmak istenen yasalara aykırı, kimin kontrolünde ve ne amaçla yapıldığı belli olmayan, çocukların ve gençlerin radikal grupların yönlendirmesi hatta yönetimi altına girmesi riski taşıyan faaliyetlerdir.Bu nedenlerle, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, söz konusu maddeyi Anayasa'ya aykırılık gerekçesiyle TBMM'ye geri göndermesi olasılığı yüksektir. fbila@milliyet.com.tr Çankaya'dan dönebilir