Böyle olmalı ki, Cumhurbaşkanı Sezer'in maddeyi geri göndermesi ve detaylı gerekçe açıklaması, iktidar çevrelerince tepkiyle karşılandı. AKP'nin bazı sözcüleri, Sezer'in geri gönderdiği madde hükmünün aynen yasalaşacağını açıkladılar.Anlaşılıyor ki, bu madde hükümetle Çankaya arasında sorun olmaya devam edecek ve belki de son kararı Anayasa Mahkemesi verecek...Madde hükmü, yasadışı eğitim kurumlarına eski hükmün öngördüğü paraya çevrilemeyecek hapis cezası ve kapatma yerine para cezası verilmesine olanak tanıdığı gibi kapatma cezası da vermiyor.Tartışma ağırlıklı olarak izinsiz Kuran kursları üzerinde yapıldı. Yeni Türk Ceza Yasası'nın, Cumhurbaşkanı Sezer tarafından veto edilen 263. maddesindeki "yasaya aykırı eğitim kurumları"na verilecek cezaya ilişkin hüküm, iktidar tarafından "dolaylı siyasi fayda" hesabıyla düzenlenmiş görülüyor. CHP başta olmak üzere muhalefet, bu ceza indirimini izinsiz Kuran kurslarının radikal grupların faaliyetine dönüşmesi kaygısını öne alarak eleştirdi. İktidar ise başta maddenin Kuran kurslarıyla ilgili olmadığı savını öne sürerken, tartışma sürecinde hareket noktasının Kuran kursları olduğunu kabul etti. Madde hükmünü savunan yayın organları da konuyu aynı mantıkla savundular. Yasal düzenlemeler Diyanet ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın gözetim ve denetimi altında Kuran kurslarına olanak sağladığı halde...Kuran kursunun nasıl verileceği düzenlenmişken, bir ceza maddesinde düzenleme yaparak tabana mesaj vermeye çalışmak, tek başına iktidar olan bir parti için fazla dolaylı değil mi?Mevcut Kuran kursları düzenlemesinden hangi kesimler rahatsız oluyor? Bu rahatsızlık hangi boyutta ki iktidar, izinsiz eğitim kurumlarına hapis cezasını fiilen kaldırıp para cezasına dönüştürecek ceza indirimine yöneliyor? Bu yolla elde edilecek siyasal fayda yaşanan gerginliğe değecek büyüklükte midir?Hükümetin, Meclis'te, maddenin aynen yasalaşması için ısrar etmeden önce, bu sorulara yanıt vermesi gerekir...Yasadışı eğitim kurumu açanların cezalandırılmasından iktidar neden kaçınır? Yasadışı faaliyetin teşvik edilmesi düşünülemeyeceğine göre bu tür faaliyet gösteren veya gösterecek olanları korumaya çalışmak, nasıl izah edilir?AKP, madde hükmünün eski haline, "masumane şekilde Kuran öğrenmek" isteyenleri engellemek ve cezalandırmak biçiminde bakıyor ki, yeni hükmün savunulması, bu mantığa oturtuldu. "Evinde çocuğuna Kuran öğreten bir baba veya annenin jandarma veya polis tarafından götürülmesi olasılığı" örnek gösterilerek, olay dramatize edildi.Oysa, söz konusu madde hükmünün amacı evinde çocuğuna Kuran'ı, dinini öğretmeye çalışan babayı veya anneyi cezaevine koymak olmadığı açık. Madde hükmü, "yasadışı eğitim kurumu"ndan söz ediyor. Bu evde çocuğuna dini vecibeleri, Kuran'ı öğretmekle aynı şey değil... 'Radikalleşme' kaygısı Din ve dini simgeleri kullanarak siyaset yapma alışkanlığının örneklerinden birine bu madde hükmü nedeniyle bir kez daha tanık olduk...Bu amaçla, "yasadışı eğitim kurumları"nı bile kollamaya çalışan bir hükümet etme anlayışı sergilendi...Meclis çoğunluğunun aynı anlayışla hareket edeceği de anlaşıldı...Siyasette kolay yoldan dolaylı fayda yöntemi değişmiyor... fbila@milliyet.com.tr Meclis'in tavrı
