Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Bülent Ecevit'in yokluğu DSP'lileri hüzünlendirdi.Ecevit'in "El ele büyüttük sevgiyi" diyen sesi salonda duyulunca, çok kişi gözyaşlarını tutamadı.DSP kurultayında Ecevit yine "Halkçı Ecevit", Ecevit yine "Karaoğlan Ecevit"ti... DSP, Bülent Ecevit'siz ilk kurultayını yaptı. Bir kurultayda ilk kez Rahşan Ecevit'in yanında Bülent Ecevit yoktu. DSP lideri Zeki Sezer salona, Mahzuni'nin Atatürk için "Sarı saçlım, mavi gözlüm" türküsüyle girdi.DSP, sarı saçlı ve mavi gözlü Sezer için Atatürk'ü çağıran bu türküyü seçmişti.Sezer, konuşmasında da sık sık Atatürk'e ve Ecevit'e göndermeler yaptı.DSP kurultayı, "Ecevit'siz"liğe karşın, canlı ve coşkuluydu. Atatürk Spor Salonu dolmuş, DSP'liler bahçeye taşmışlardı.Basının ilgisi de DSP'nin siyasette bir "köprü başı" tuttuğunun göstergesiydi. Bu ilgide DSP'nin 13 milletvekiliyle Meclis'e girmesinin katkısı da gözleniyordu. Sarı saçlı, mavi gözlü Salonda en çok ilgi gören Rahşan Ecevit'ti. Kurucu genel başkan, salonda gördüğü kalabalık ve coşkudan memnundu.Rahşan Hanım, Abdullah Gül'ün adaylığına tepkili.Gül'ün cumhurbaşkanlığı için şu yorumu yaptı:"Sayın Gül, Türkiye haritasının cumhurbaşkanı olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı olamaz.""Neden?" diye sorduğumda:"Nedenleri ortada" yanıtını vermekle yetindi.Rahşan Ecevit, cumhurbaşkanlığı tartışmaları içinde Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'a gönderme yaparak şöyle dedi:"Sayın Büyükanıt'a teşekkür borçluyuz. Türkiye'ye çok güzel bir ölçü kazandırdı: Özde ve sözde. Bu ölçüyle baktığımda Sayın Gül'ün sözde cumhurbaşkanı olacağını, özde olmayacağını görüyorum." Rahşan Hanım'dan Gül'e 22 Temmuz seçimleri gösterdi ki, Türk solunun büyük kitlelere, ezilmiş yığınlara ulaşma sorunu var.Solun Bülent Ecevit'in geniş halk kitleleriyle kurduğu "köprü"lere çok ihtiyacı var.1- Laiklik anlayışı: Bülent Ecevit, geliştirdiği laiklik anlayışıyla, solun ulaşamadığı "dindar" kimliği nedeniyle sağa hapsolmuş kitlelere ulaşmayı başarmıştı. Laikliğin "din düşmanlığı olmadığını" kanıtlamıştı. "İnançlara saygılı laiklik anlayışı" budur. Laikliği "Aşil'in topuğu" kadar yaşamsal sayan Ecevit, "Laiklikten vuruldu mu bu cumhuriyet yıkılır, bu toplum çöker, bu ulus çözülür" der ve laikliği inanç özgürlüğünün de güvencesi sayardı. Sol, özellikle bugünkü tabloda, Ecevit'in bu yaklaşımı üzerinde ciddiyetle durmalıdır.2- Ulusal sol: Ecevit, "ulusal sol" yaklaşımıyla, ithal sol anlayışı reddetmiş, solculukla ulusal çıkarları savunmanın, Atatürk'ün milliyetçilik anlayışının çelişmediğini kanıtlamış ve bu yolla da "milliyetçi" kimliğiyle yine sağ tabana hapsolmuş kitlelere de ulaşmıştır.3- Ulus anlayışı: Ecevit, Kürt sorununu yorumlarken, "Ben yüreğimi ikiye bölemem" diyerek, ulusal birlik anlayışını Kürt vatandaşları da reddetmeden ortaya koymuştur. İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve bireysel özgürlüklere saygılı ama ulusal birlikten ödün vermeden durmuştur.4- Devletçilik anlayışı: Ecevit katı devletçiliği reddetmiştir. Pazar ekonomisinin esas alınmasını, ancak, bunun "Altta kalanın canı çıksın" anlayışıyla yürütülmemesi gerektiğini savunmuştur. Sosyal politikalarla gelirin yeniden dağıtılmasına önem vermiştir. Yolsuzluklardan arınmış, üreten ve hakça bölüşen bir düzeni savunarak ezilen kitlelere ulaşabilmiştir.Sol, sadece Ecevit'e atıf yapmakla yetinmemeli, bu köprüleri yeniden inşa etmelidir. fbila@milliyet.com.tr Solun Ecevit'e ihtiyacı