Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Laiklikle ilgili kaygıları gidermek için adımlar atılabileceğine ilişkin önerileri dile getiren, AKP üzerinde etkili konuma sahip siyasetçinin kim olduğunu açıklamam yönünde gelen ısrarlı taleplerle, doğrusu meslek hayatımda çok az karşılaştım.
Hem AKP hem de basın mensupları, bu siyasetçinin kim olduğuyla ilgili araştırmaları dün de yoğun şekilde sürdürdüler.
Kendisi izin vermedikçe veya açıklamadıkça benim açıklamamın meslek ilkeleri nedeniyle mümkün olmadığını bir kez daha söylemek zorundayım.

İsim toto gibi
Merak o kadar fazlaydı ki, tahmini haberlere dayalı birçok yorum, haber sitelerine yansıdı.
Kimi kesin ifadelerle bakan ismi verdi. Kimileri ise daha da ileri yorumlar yaparak, önerilerin sahibi siyasetçi ile Başbakan Erdoğan arasında kriz çıktığını ve bunun yakında önemli sonuçlar doğuracağını yazdı.
Bazıları bu önerilerin Başbakan tarafından da paylaşıldığını öne sürerken, bazıları “AKP sonrası”na hazırlık olarak değerlendirdi.
Sonuçta “kim söyledi”nin peşinde koşanlar fazlaydı... 

İçerik tartışması
İçerikle ilgilenen meslektaşlarımız da vardı tabii...
NTV’de dün sabah katıldığım Yazı İşleri programında Ruşen Çakır ve Mirgün Cabas’la, bu yolun AKP için bir çıkış olup olamayacağını tartıştık. Şikâyet edilen bakanların değiştirilmesi, türbanın kamuya, liseye, ilkokula yaygınlaşmasını önleyecek idare ve ceza hukuku düzenlemeleri, gerektiğinde konunun MGK’da ele alınması gibi adımların, ne gibi etkiler yaratacağı üzerinde durduk.

Güven artırıcı adımın etkisi
Çakır ve Cabas’la yaptığımız sohbette, “Bu adımlar atılırsa etkisi ne olur?” sorusuna şu yanıtları verdik:
Anayasa’yı parti kapatmayı zorlaştıracak şekilde değiştirip referanduma yönelerek siyaseti iyice germektense, güven artırıcı adımlarla kaygıları gidermek daha yapıcı bir yol olarak görülebilir. AKP de bunu tercih edebilir.
Bu adımlar Anayasa Mahkemesi’nin kararını değiştirmeyebilir ama toplumda bir rahatlama yaratacağı kesindir. İki nedenle:
1- Toplumun önemli bir kesiminin endişeleri giderilmiş, en azından hafifletilmiş olur,
2- AKP laiklik konusunda sadece sözle değil uygulamayla da samimiyetini gösterme fırsatı bulur.

Muhatabı kim?
Eğer AKP, “Bu badireyi bir atlatalım da sonra biz size gösteririz” demiyorsa, Milliyet’in önceki günkü manşetinde yer alan önerilerin üzerinde durulması gerekir.
Dün siyaset kulislerindeki sorulardan biri de, “Bu önerilerin muhatabı kim?” sorusuydu:
CHP mi?
Anayasa Mahkemesi mi?
Türk Silahlı Kuvvetleri mi?
Aslında AKP’nin bu adımları atmak için muhatap aramasına gerek yok. Muhatap Türk halkıdır. Kararı alacak ve uygulayacak olan iktidar partisi olduğuna göre bir pazarlığa veya muhatap aramaya gerek olmadan bunları gerçekleştirebilir.
Laikliği zayıflatacak adımlar yerine güçlendirecek adımlar atılmasının -Anayasa Mahkemesi’nin kararı hangi yönde olursa olsun- kimseye bir zararı olmaz...
Faydası olur...