Suç ekonomisi

Evcil olayı nedir?
Erol Evcil, en basit tanımıyla "suç ekonomisi"nin yakalanmış halidir.
Devlet eliyle yaratılan "alternatif ekonomi"nin su üstünde görünen kısmıdır, Erol Evcil.
Ders kitaplarında, suç ekonomisi, "üretimi suç oluşturan ekonomi" diye tarif edilir.
Bu yönüyle "kayıt dışı ekonomi"den ayrılır.
Kayıt dışı ekonomide, ekonominin üretimi değil, kayıtsızlığı suç oluşturur.
Yasaların suç saymadığı bir üretim faaliyetinde bulunup, alışverişinizi kayda geçirmiyor, vergisini ödemiyorsanız, "kayıt dışı ekonomi" söz konusudur.
Ama yasaların suç saydığı faaliyetlerle iştigal ediyorsanız...
O zaman durum değişir.
Eroin işi yapıyorsanız...
Silah kaçakçılığı yapıyorsanız...
Kadın ticareti yapıyorsanız...
Cinayet işleyerek veya işleterek para kazanıyorsanız...
Siyasi veya idari gücünüzü bu işler için kullanıyorsanız...
İşte o zaman, "suç ekonomisi" alanında faaliyet gösteriyorsunuz demektir.
Tabii, suç ekonomisinin "faaliyet alanı" saydıklarımızla sınırlı değil.
Türkiye'de suç ekonomisinin "devlet katkısı"yla geliştiğini söyleyebiliriz.
Suç ekonomisi siyasal korunma ister.
Siyaset bu korumayı sağladıkça, bu ekonominin rantına ortak olur. Bu ilişki giderek emmebasma tulumba gibi çalışmaya başlar.
Siyasetçi suç ekonomisinin "işadamları"na, bu işadamları da siyasetçiye kaynak aktarmaya başlar.
Türkiye, bunun tipik örneğini yaşıyor.
Susurluk olayı da, Evcil olayı da bu bakış açısıyla soruşturulması gereken olaylardır.
Siyasal gücü, "altetnatif ekonomi" yaratmaya dönük kullanırsanız, artık o alemde hukuk kurallarını işletemezsiniz. O alemin otoritesi bir süre sonra sizin idari ve siyasi otoritenizi de yönetmeye başlar. O alem, ihalelerden, bankalardan para emmeye başlar ama devlete vergi değil, Çakıcı gibilere haraç vermek zorundadır. Suç ekonomisinin kuralı budur.
Eğer suç ekonomisini besleyen "siyasi ve idari" mekanizma çökertilemezse, Evcil'lerin sonu gelmez...
Hükümet, Evcil'in yakalanmasını bu açıdan çok iyi değerlendirmelidir.



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr