Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Susurluk davasını sonuçlandıran İstanbul 6 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin verdiği kararın sanıkları mahkum etmesinin ötesinde mesajlar taşıdığını dün vurgulamıştık.
İşlenen suçun ve ona isabet eden cezanın hüküm haline getirilmesi dışında, "hukuken gerekmediği halde" karar metnine konulan "değerlendirme" niteliğindeki ifadeler Susurluk konusunda yapılması gerekenler açısından yol gösteriyor.
Mahkeme Başkanı Metin Çetinbaş ve üyeler Raşit Ergin Şeran ile Ali Tamer Targan'ın oybirliğiyle verdikleri karar ve Susurluk davasının savcılığını yılladır yürüten ve şu anda Başsavcı olan Aykut Cengiz Engin'in esas hakkındaki mütalaası birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin karar metniyle "Susurluk davası"nın burada bitmediğini söylemeye çalıştıkları anlaşılıyor.
Örneğin kararda "ek eylemler" olarak tanımlanan suçların sayılmış olması, verilen mesajlardan biri. Ek eylemler şöyle sıralanıyor:
"Halk arasında korku, endişe, panik yaratacak, adam öldürme, adam kaldırma, yağma, ruhsatsız silah taşıma, suikast silahları taşıma, sahte kimlik belgesi kullanma - kullandırma, firari cinayet sanıklarını ve kumarhane işletmecilerini kullanma, saklama ve çetesel faaliyetlere iştirak ettirme şeklinde gayri muayyen suçların işlenmesi amacının güdüldüğü..."
Özenle seçilmiş bu "ek eylemler" Susurluk davasıyla birlikte kamuoyuna yansıyan ve tartışmalara neden cinayet, adam kaçırma, kumarhane faaliyetleri, tefecilik olaylarıyla örtüşen eylemler. Mahkeme, bu davayla ulaşılamamış bu eylemlerin soruşturulmasına devam edilmesi anlamını yükleyerek kaleme aldığı kararında, bunun nasıl yapılacağını söylüyor. Diyor ki:
"Unvanı, sıfatı, siyasi ya da sosyal konumu ne olursa olsun, suç işleyenler yargı önüne çıkarılıp hesap sorulmalıdır. Suç işleyip de siyasi, sosyal, idari, yasal koruma kalkanlarının arkasına sığınan, kalkanları muhafaza eden ve kaldırmayanlar unutmasınlar ki, adalet onlara da lazım olacak."
Kararda yer alan bu yöndeki ifadeler, soruşturmaların, yargının nerede tıkandığını da açıkça ortaya koyuyor.
DGM bu anlamlı kararıyla dokunulmazlıkların kaldırılmasını talep ediyor. Susurluk zincirinin son halkasına kadar gidebilmesi için alınması gereken önlemleri tek tek sıralamış oluyor.
Mahkeme yargıçları ve savcısıyla, oybirliği içinde Susurluk davasının önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor.