HENÜZ ekmek girmeden kurşunla dolmuş minik, minik karınlar...
Henüz gülümsemeyi öğrenmeden morarmış küçücük ağızlar...
Henüz görmeyi öğrenmeden gökyüzüne sabitlenmiş simsiyah yavru gözler...
Henüz sallanmadan paramparça edilmiş beşikler...
Hemen karşılarında, henüz paslanmamış uçaksavarlar, havan topları, roket atarlar, makineli tüfekler, Cannas suikast tüfekleri, el bombaları, çeşit çeşit tabancalar, kabzaları yıpranmış Kalaşnikof'lar, sıra sıra kurşunlar, boşaltılamamış şarjörler...
Hemen yanıbaşında imha edilecek köy planları, keşif özetleri, dinleme cihazları, kimlik kartları, sicil dosyaları, değerlendirme raporları, biraz hintkeneviri, biraz öğütülmemiş esrar...
Tam ortasında, bacakları, elleri, kolları, topukları kopmuş, yüreği ağlayan, gözleri gülen gaziler...
Ziraat Bankası'nın Tandoğan'daki Genel Müdürlük Binası'nda "Türk Silahlı Kuvvetleri Terörle Mücadele Sergisi..." Sergi değil, terör müzesi...
Müzenin ilk ziyaretçisi devlet. Her standda içi bir başka burulan, gözü bir başka buğulanan devlet... Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları, bakanlar, komutanlar...
Asker - sivil ziyaretçilerin ortak konusu Şemdin Sakık'ın ifadeleri...
Altı çizilen iki nokta:
1- PKK ile irticai güçlerin işbirliği,
2- Yunanlı parlamenterlerin PKK karargahlarındaki zafer işaretli fotoğrafları,
Sakık'ın Apo'dan aldığı talimat:
"Refahyol döneminde irticacılara dokunmayın. İrticayı savunan yayın organlarına dokunmayın, bunları destekleyin."
Üst düzey bir komutanın talimatı yorumlaması:
"Sakık'ın ifadeleri Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı tehdit değerlendirmesinin doğru olduğunu gösteriyor. PKK terörü ve irticai faaliyetlerin ortak hedefi demokratik laik Türkiye Cumhuriyeti'dir. Aralarındaki işbirliği bunun kanıtıdır. Ortak paydaları budur. Türk Silahlı Kuvvetleri açısından her ikisi de birinci öncelikli tehdittir."
Terör, Ziraat Bankası'nın Sergi Salonu'nda, kağıt üstünde durduğu gibi durmuyor...
Yazara E-Posta: F.Bila@milliyet.com.tr