İki gün boyunca sunulan tebliğler, yapılan konuşmalar ve izleyici katkılarından ortaya çıkan sonuçları şöyle özetleyebiliriz:1 Hiçbir ülke ve ulus, küresel terör tehdidi dışında değildir. Hiçbir ülke, coğrafyasına, ekonomik ve askeri gücüne güvenerek kendini terör tehdidi dışında saymamalıdır. Nitekim iki okyanus ile ekonomik ve askeri gücünün koruması altında olduğunu sanan ABD de terör saldırısını önleyememiştir. O halde terör için sınırlar, okyanuslar, aşılamayacak engeller değildir.2 Terörle mücadelede hiçbir ülke tek başına başarılı olamaz. Terörün küresel boyutu bu nedenle uluslararası işbirliğini zorunlu kılmaktadır.3 Dünya, terörün parametreleri üzerinde anlaşmak zorundadır. Teröre karşı bütün dünya ortak bir dil kullanmayı başaramazsa, terörün sonu gelmez.4 Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün deyimiyle terör, 21. yüzyılın vebasıdır, bir virüstür. Yapılması gereken bu virüse karşı bağışıklık kazanmak değil, onu tümüyle ortadan kaldıracak uluslararası bir mücadele vermektir.5 Ulusal ve uluslararası sosyoekonomik uçurumların terörü doğuran önemli faktörlerden biri olduğu unutulmamalıdır. Dayanılamayacak, kabul edilemeyecek boyuttaki eşitsizlikler, terör için uygun ortam yaratmaktadır. Dünyanın bir yanı açlıktan ölürken bir yanı refahına refah katıyorsa, bu asimetrik düzen, asimetrik savaşı da doğurur.6 "Altta kalanın canı çıksın" anlayışı da, "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" yaklaşımı da yanlıştır. Teröre karşı uluslararası işbirliği sorumluluğu kadar sosyoekonomik dengesizlikleri gidermeyi çalışmak da dünyanın sorumluluğudur.7 Terörle mücadele, sadece silahla kazanılamaz. Terörün kaynaklarını ortadan kaldırmak için ekonomik, sosyal, kültürel ve politik nedenler üzerinde durulmalıdır.8 Terör, bir dış politika aracı olarak kullanılmamalıdır. Terörün, onu destekleyen ve besleyenleri de bir gün vuracağı unutulmamalıdır. Bu yaşanmış bir gerçektir.9 "İslami terör" kavramı yanlıştır. İslam, 'Bir insan öldüren bütün insanlığı öldürmüş sayılır' diyen bir dindir. Teröre cevaz vermez. İslamla, onu kullananları birbirinden ayırmak gerekir.10 Hangi gerekçeyle olursa olsun terörü savunan akımları, örgütleri marjinalize etmek gerekir.Sempozyumda öne çıkan ortak noktalar özetle bunlardı. Türkiye'nin kurduğu merkezin bu önemli çalışması, Ankara'nın terörle mücadelede öncülük yapacak bir birikime sahip olduğunu da gösterdi. fbila@milliyet.com.tr Genelkurmay Başkanlığı Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi'nin düzenlediği "Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu" iki gün sürdü. Sempozyum organizasyonu, gerek uluslararası katılım gerek içerik bakımından başarılıydı. Başta Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Direktörü Dz. Kr. Alb. Suat Birdal Yazan olmak üzere sempozyuma emeği geçenleri kutlamak gerekir. 82 ülkeden üst düzey askeri ve sivil temsilcinin katıldığı bu uluslararası sempozyum, Türkiye açısından önemli bir platform oluşturdu.