Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, PKK'nın Aktütün saldırısıyla ilgili bazı yayınlar üzerine, dün çok sert bir açıklama yaptı. Org. Başbuğ'un açıklaması üslup ve içerik bakımından tartışmalara neden olacaktır.
Org. Başbuğ'un açıklamasının özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Sert üslup
1- Org. Başbuğ’un, arkasında kuvvet komutanları hazır olduğu halde yaptığı açıklama bir basın toplantısı niteliğinde değildi. “Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum” sözleri, herkesi ve her kurumu terörle mücadele konusunda safını belirlemeye yönelik bir çağrı niteliğindeydi. Gazetecilerin soru sormasına olanak tanımadan, açıklamayı okudu ve toplantıyı bitirdi. Org. Başbuğ’un kullandığı üslup bugüne kadar sergilemediği bir sertlikte ve tondaydı.
Saldırının sonucu
2- Org. Başbuğ, PKK'nın Aktütün saldırısının örgüt açısından bir intihar saldırısı olduğunu ve hedefine ulaşamadığını vurguladı. 17 şehit verilmesinin TSK açısından bir başarısızlık, PKK açısından bir başarı olarak sunulmasının, askeri bilgi yetersizliği veya kötü niyetten kaynaklandığı mesajını verdi. Askeri bakışla, saldırının Bayraktepe'de karşılandığı ve Aktütün Karakolu'na yansımadığı bilgisini daha önce İkinci Başkan Org. Hasan Iğsız da vermişti.
Örgütün propagandası
3- Org. Başbuğ'un verdiği üçüncü mesaj, Aktütün saldırısına ilişkin olarak, "TSK bildiği halde nasıl baskın yedi?" sorusu etrafında, PKK'nın propagandasının yapıldığı yönündeydi. Örgütün terör eylemlerini başarılı gibi gösterenlerin, akan ve akacak kanın sorumluluğuna ortak olacaklarını söyleyerek, bu tür yayınların örgüt adına propaganda ve TSK'ya karşı psikolojik harekât niteliğinde görüldüğünü duyurmuş oldu.
İnceleme sürüyor
4- Org. Başbuğ'un son mesajı da Aktütün saldırısıyla ilgili olarak İkinci Ordu Komutanı'nın Kara Kuvvetleri Komutanı'nın emriyle başlattığı incelemenin sürdüğüydü. Org. Başbuğ, bu inceleme sonucunda elde edilecek bilgilerin kamuoyuyla paylaşılacağını da bildirdi. Bu açıklama Org. Başbuğ'un göreve geldiği günden beri kamuoyunu doğru bilgilendirme konusunda gösterdiği hassasiyetin Aktütün saldırısı için de geçerli olduğunu gösterdi.
Zihinlerde kazanmak
Terörle mücadele, öncelikle zihinlerde kazanılması gereken bir mücadeledir. Bu, terör örgütlerinin umutlarının kırılması açısından bir önkoşuldur. Bu itibarla, terörle mücadelede medyanın yaşamsal bir önemi vardır. Mücadeleyi zihinlerde kazandıracak olan da büyük ölçüde medyadır.
Tersinden bakıldığında da terör örgütü açısında da medyanın önemi yaşamsal niteliktedir. İngiltere eski başbakanlarından Margaret Teacher'in ifadesiyle, "Medya, terör örgütünün oksijeni"dir. Terör örgütü bunu bildiğinden, eyleminin medyada mümkün olduğu kadar yer alması için çaba gösterir. Mümkün olduğu kadar, "medyatik" eylem yapmaya çalışır. Medya desteği arar. Doğrudan kendine bağlı medya yaratmaya çalışır. Ayrıca kontrolünde olmayan medyayı da uzaktan medyatik eylemlerle etkilemeyi hedefler. PKK bu yöntemlerin hepsini kullanmaktadır.
Org. Başbuğ'un medyayı bu kadar önemsemesinin nedeni de budur.