Yön Türkiye'nin çeyrek yüzyılda yaşadıkları, etnik eksende bir fay hattı ortaya çıkarmıştı. Son 5 yıldır yaşanan süreç ve özellikle de cumhurbaşkanlığı seçim süreci bu kez din eksenli fay hattını açığa çıkardı.Türkiye bu iki fay hattı kırılmadan yoluna devam edebilmelidir. Aksi halde ortaya çıkacak toplumsal ve ulusal kırılmalar, toparlanması zor bir istikrarsızlığa yol açabilir.Siyaset kurumunun yaşananlardan çıkarması gereken en önemli ders bu olmalıdır. Bu gerçekten hareketle, söz konusu fay hatlarını daha kırılgan hale getirecek tutum ve davranışlardan kaçınılması gerekir. Tam tersine, fay hatlarının taşıdığı kırılma riskini düşürecek politikalara ağırlık verilmelidir. Toplumsal ve ulusal bütünleşmeyi özendirecek, güçlendirecek bir anlayış, siyasetin tüm alanlarında hâkim olmalıdır. Cumhurbaşkanlığı seçim süreci Türk siyaset dünyası için önemli bir deneyim oldu. Bu süreç toplumsal fay hatlarını belirgin hale getirdi. Cumhurbaşkanlığı seçim süreci Çankaya'nın bir "inat ve hesaplaşma" yeri olmaması gerektiğini göstermiştir. Cumhurbaşkanının uzlaşmayla seçilmesinin bir kırılmayı önleyecek adımlardan biri olduğu anlaşılmış olmalıdır.Çankaya için ipleri germek, toplumsal fay hatlarından birini kırabilir.Bu açıdan bakıldığında, AKP'nin, bir tepki olarak gündeme getirdiği Anayasa değişikliği üzerinde yeniden düşünmesi faydalı olur. Denge ve denetim mekanizmalarını kurmadan yapılacak böyle bir değişiklik cepheleşmeyi besleyecek, Çankaya gibi birlik-bütünlük simgesi olması gereken bir makamı, çatışma alanına çevirecektir. Çankaya sorunu AKP'nin cumhurbaşkanını halka seçtirmek ve "367'nin rövanşı"nı almak gibi bir duyguyla gündeme getirdiği değişiklik önerisi, TBMM'nin bugünkü durumu itibariyle sorunludur.Yapılacak değişikliğin Çankaya'dan geri dönmesi, yeniden ve aynen geçirilip gönderilmesi, inceleme süreleri, referanduma götürülmesi gibi hukuki süreçten kaynaklanan aşamalar girişimin kadük kalmasına yol açabilir.Seçim kararı almış, almasa bile cumhurbaşkanı seçemediği için seçime gitmek zorunda olan Meclis'in bu tür radikal değişikler gerçekleştirmekte ısrar etmesi çatışmacı bir tutumdur.Hukuki açıdan sorunlu olduğu gibi, siyasal açıdan da gerginliği besleyecek, ipleri gerecek bir girişim olduğu açıktır. Oysa, son dönemde iyice belirginleşen fay hatlarını kırılmadan uzaklaştırmanın yolu bu değildir.Çankaya'nın uzlaşmasız bir biçimde doldurulmasının taşıdığı sakıncalar göz ardı edilemeyecek kadar öne çıkmış durumdadır. Hukuki ve siyasi süreç Yaşadığımız olaylar hukuki ve siyasal alanda birçok aksayan yön bulunduğunu da kanıtlamıştır. Ancak, sistemin eksik olan, aksayan tarafları yine çatışmacı bir yaklaşımla değil aksine uzlaşmacı bir yaklaşımla düzeltilmelidir.Cumhurbaşkanı seçimi, seçim süresi, seçim barajı, ittifaklar gibi sorunlu alanlar yeni Meclis tarafından tüm partilerin katılımıyla, ortak bir çalışma yapılarak düzenlenebilir.Türkiye fayları kırarak, çatışarak değil, uzlaşarak, bütünleşerek ilerleyebilir. fbila@milliyet.com.tr Aksayan yönler