Londra'ya giderken uçağında yaptığımız sohbette, Tülay Tuğcu'nun Anayasa Mahkemesi başkanlığına seçilmesinin Türk kadını açısından anlamını sorduğumda şu yanıtı verdi:"Bundan dolayı özellikle kutluyorum. Her şeyden önce Türkiye'de kadınların bu mevkilere gelebileceğinin görülmesi bakımından da bana göre çok önemli bir ispattır. Türk kadını için çok anlamlı bir şey. (Yanımızda oturan Ali Babacan'ı işaret ederek) Bu, Ali Bey'in Avrupa'da çok iyi takdim edebileceği, anlatabileceği konudur. Bak böyle böyle diyorsun ama görünüşte, Türkiye'deki en önemli yargı kurumunun başına da bir bayan getirilmiştir. Hem de seçimle gelmiştir, hem de erkeklerin oylarıyla seçilmiştir. Heyette iki bayan vardı. Diğerlerinin tamamı erkekti. O geldi, başkan oldu. Bundan dolayı da biz gayet memnunuz. Kendisini tebrik ediyoruz. İnşallah başarılı bir 2 yıl temenni ediyoruz." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi başkanlığına bir kadının seçilmesinin en fazla AB müzakerecisi, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın işine yarayacağını düşünüyor. Erdoğan, Kuzey Irak'a sınır ötesi harekât-sıcak takip konusunda, hükümetin böyle bir ihtiyaç içinde olmadığı beyanlarını anımsattığımda, hükümeti bağlayan böyle bir beyan, karar olmadığını söyleyerek, itiraz etti:"Aldığımız bir karar yok. Bir zarar halinde, her zaman bu hakkımız saklıdır."Sohbete katılan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise, şu değerlendirmeyi yaptı: "Böyle bir opsiyon her zaman açıktır. Birleşmiş Milletler şartı zaten bu imkânı, bu fırsatı veriyor. Ama alınmış bir karar yok. Ancak bu çerçevede, bu opsiyon her zaman var." Sınır ötesi opsiyonu açık Başbakan'a CHP lideri Deniz Baykal'ın terör zirvesi yapılması yönündeki çağrısını da anımsattım. Erdoğan, şu karşılığı verdi:"Gerekirse biz, siyasi parti liderleriyle bir araya gelebiliriz. Davet ederiz, zirve yapabiliriz. İlgili kuruluşlarla bir araya gelebiliriz. Ama, Çankaya'nın çağrısı dediğiniz zaman o Çankaya'nın talebiyle olabilir." Gerekirse zirve yaparız Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon'un terörle mücadele konusunda sınır ötesi operasyon konusunda, ABD'nin söylemini eleştiren konuşmasıyla ilgili soruya ise, kısa bir yanıt vermeyi yeğledi:"Tolon Paşa'nın haberi olarak veriyorsanız verin, devam edin. Ama Tolon Paşa'nın haberiyle ilgili bizi şu anda bir değerlendirme noktasına getirmeyin." Tolon Paşa'nın konuşması Erdoğan, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, terörle mücadele konusunda Başbakanlık'ta yeni bir sivil kuruluşa ihtiyaç olduğunu ve kendisinin de destek verdiğini açıklamasına rağmen, hükümetin buna ihtiyaç olmadığına karar vermesinin nedenini sorduğumuzda ise şöyle dedi:"Orada Org. Başbuğ'un hangi kelimeyi kullandığı önemli. Buna bakmak lazım. Tam olarak ne dedi. Şu anda biz bu konu ile ilgili bilimsel bir araştırma yapıyoruz. Terörün nedenleri konusunda çok detaylı bir çalışma yürütülüyor. Ayrıca ilgili birimlerle zaten koordinasyonu sağlıyoruz. İlla bir kurul şart değil." Özel birim şart değil Uçakta AB anketi AB'den son dönemlerde esen rüzgârlar nedeniyle bir hayal kırıklığı olup olmadığı sorusuna, Başbakan esprili bir yanıt verdi. Önce Abdullah Gül'e dönerek, "Sende hayal kırıklığı var mı?" diye sordu. Ardından aynı soruyu Ali Babacan'a, "Ali Bey sende var mı?" diye yöneltti. İki bakanın da "Hayır" demeleri üzerine, şöyle devam etti:"Bizim üçümüzde yokmuş. Hayal kırıklığı içinde değiliz. Kamuoyu araştırmalarında AB'ye destek yüzde 65 civarında sürüyor."AB'nin Türkiye'yi almayacağı şeklinde değerlendirmelerin arttığının anımsatılması üzerine de şöyle devam etti:"Türkiye için kıyamet mi kopar, son mu olur? Elimizden gelen gayretleri gösteriyoruz. Kopenhag siyasi kriterleri ile ilgili her şeyi yaptık, yapıyoruz. Muhataplarımız da inanıyorum ellerinden geleni yapacaklar. Yaptıkları sürece zaten bu iş yürür. Yapmadıkları zaman zaten yapacağımız bir şey yok." Erdoğan, Diyarbakır'a giden yabancı devlet adamı ve diplomatları eleştirdiği, ancak kendisinin de uzun süredir gitmediği anımsatıldığında, "Günahıma giriyorsunuz" dedi ve 5 Ağustos'ta Diyarbakır'a gidip bin 156 konutun tapularını dağıtacağını belirtti. Erdoğan, Diyarbakır'a gidenlere değil, kasten sadece Diyarbakır'a gidenlere tepki gösterdiğini vurgulayarak, "Kürt kökenli vatandaşlarım sadece Diyarbakır'da mı yaşıyor? Başka kentte yok mu?" diye sordu.Erdoğan, Alman Hıristiyan Demokratların lideri Merkel'i etkileyip etkileyemediği, Türkiye'nin yanına çekilip çekilemeyeceği yönündeki bir soruya ise, "Merkel'le bir sorunumuz yok. Görüşüyoruz, anlatıyoruz. Arkadaşlar da partiler arasında görüşmeler yapıyorlar" karşılığını verdi. Diyarbakır'a gideceğim Erdoğan, Hikmet Fidan cinayetinin üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu, özellikle PKK'yı kastederek, "Oraya gönül verenlerin, destekleyenlerin üzerinde durması gerekir" dedi.PKK eylemleri ve Kürt sorunu ile ilgili soruları yanıtlayan Erdoğan, Türkiye'de Türk veya Kürt milliyetçiliğinin değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının esas olduğunu yeniden vurguladı ve PKK'nın Kürt kökenli vatandaşları temsil etmediğini söyledi.Mezopotamya Haber Ajansı'nın askeri operasyonların durması halinde kaçırılan er Coşkun Kırandi'nin PKK tarafından serbest bırakılacağını duyurduğunun sorulması üzerine ise, Erdoğan şu tepkiyi verdi: "Kim veriyor bu haberi? Önce haberin kaynağına bakacaksınız. Sağlıklı mı değil mi diye." Hikmet Fidan cinayeti Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in Rize'ye yapacağı duyurulan ziyaretinin tarihinin belli olmadığını kaydetti. Ziyaretin 3 Ekim sonrasına kalma olasılığından söz edildi.Erdoğan, Güney Kıbrıs'ı da kapsayacak şekilde ek protokolün imzalanmasının tanıma anlamına gelmeyeceğini, Türkiye'nin bu konudaki tavrını koruduğunu, deklarasyonla da bunun ifade edileceğini dile getirdi. Erdoğan, deklarasyonun ileride Adalet Divanı'nda Türkiye aleyhine kullanılmayacak biçimde ifadelendirileceğini vurguladı. Ek protokol tanıma değil SINIR ÖTESİ harekât - sıcak takip konusunda bir meslektaşımızın, Ankara'daki yabancı büyükelçilerin Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesi halinde, Türkiye ile ABD birliklerinin çatışabileceği kanısında olduklarını söylemesi üzerine Erdoğan, "Büyükelçiler o kanaatte olabilir ama biz kendi kararımızı kendimiz belirleriz, başkası belirlemez" dedi. Kararımızı yalnız biz belirleriz BAŞBAKAN Erdoğan, terör ve AB konularında son günlerde söylemini sertleştirdiği, "şahinleştiği" şeklindeki soruya, "Hayır. Ben şahin falan değilim" yanıtını verdi. Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un şiirini anımsatır şekilde, üstüne basarak şöyle konuştu: "Yumuşak başlıyım / Uysal koyun değilim". Uysal koyun değilim ERDOĞAN, bir süre önce bir İskandinav ülkesinde bir siyasi partinin PKK'yı desteklediğine ilişkin sözlerine de açıklık getirdi. "O ülke Norveç" diyen Erdoğan, İskandinav ülkelerinde siyasi partilerin bu tür örgütlerle ilgili görüşlerini ve tavırlarını eleştirdi. Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:"O ülkelerde öyle. Teröristi yargılayın diyorsunuz, yargılamıyorlar. Verin diyorsunuz, vermiyorlar (Fehriye Erdal olayı). Biz orada saldırıya uğradık. Karşılığı sadece bir özürdür. İşte Apo'nun pankartlarını açan bir gruptu. O ülkeler bu tür örgütlerin yer altında olmasını istemiyor, yer üstüne çıkmasını istiyorlar." PKK'ya destek veren Norveç ERDOĞAN, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın evinin aranmasıyla ilgili tepki gösterirken, kendisini eleştirdiğini belirten bir meslektaşımıza yanıtı şu oldu: "Bana dönük bir ifadesi yok. Polis oraya kimin talimatıyla gitti? Savcının. Bizimle ne alakası var. Savcı orayı aramak istiyor. Görevi verdiği zaman emniyet uymak zorundadır. Yargının sorunu bu." Erdoğan, terörle ilgili olarak da, terörün ne zaman, nerede, kimi vuracağının, ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıkacağının belli olmadığını yineledi. Teröre karşı mücadelede uluslararası dayanışmanın şart olduğunu da kaydetti. fbila@milliyet.com.tr Van olayının bizimle ilgisi ne?