Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Buna karşın 42. maddeye konulan ifadede "Yükseköğretim" sınırlaması yer almadı. Sınırlamalar, kanuna dolayısıyla iktidarlara bırakılmış oldu.AKP ve MHP'nin üzerinde anlaştığı üniversitelerde kız öğrencilerin başlarını nasıl örteceklerine ilişkin tarif Anayasa Mahkemesi'nin 1989 tarihli kararı karşısında serbestlik sağlayabilir mi? Bu tanım laiklik, eşitlik ve devrim yasalarının korunması maddeleri karşısında aykırılık iddiasını ortadan kaldırabilir mi? Anayasa Mahkemesi'nin 1989 tarihli ünlü kararı, türbanı da Anayasa'nın 174. maddesiyle koruma altına aldığı devrim yasalarına aykırı buluyor.Anayasa Mahkemesi'nin Yükseköğretim Kanunu'na eklenen ve türbanı serbest bırakan yasa hükmünü iptal ederken dayandığı gerekçelerden birini "devrim yasalarına aykırılık" oluşturuyor. AKP ve MHP üniversitelerde türbanı serbest bırakacak Anayasa değişikliği konusunda anlaştılar. Ayrıca YÖK Kanunu'nun ek 17. maddesine hüküm getirerek üniversitelerde takılabilecek türbanı, başörtüsüne yakın bir şekilde tarif ettiler. Böylece üniversitelerde bir kıyafet tanımı yasayla yapılmış oldu. "Kılık kıyafet" MHP'nin isteği doğrultusunda Anayasa'ya girmedi. Anayasa Mahkemesi, söz konusu kararında üniversitelerde türban serbestliğini Anayasa'nın lâiklikle ilgili 2. maddesine aykırı bulduğu gibi devrim yasalarını koruyan 174. maddesine de aykırılık oluşturduğu saptamasını yapıyor.Gerekçesini ise şöyle açıklıyor:"Bu yasa (Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun) yürürlükteyken, dinsel inanç gereği örtüyü getiren dava konusu madde, açık biçimde lâiklik ilkesini güçlendirip koruyan kurallarla çatışmaktadır. Her tür baskıyı reddeden demokrasiyle, yükseköğrenim kurumlarında ayrılıklar yaratarak zamanla toplumun öbür kesimlerine sıçrayıp kutuplaşmalara neden olacak, başka eğitim, öğretim yerleri ve kamu kurumları için kötü örnek sayılacak dinsel baskılı uygulamaları bağdaştırmak olanaksızdır. Devlet lâik olunca ulus çoğunluğunun belli bir dine bağlı olması da düzenlemelerin dinsel gereğe dayanmasını haklı kılmaz." "Dinsel gerek dayanak olmaz" Anayasa Mahkemesi, türban serbestliğiyle ilgili olarak devrim yasaları açısından yaptığı incelemede şu hükme de varıyor:"Demokrasiden yararlanarak lâikliğe karşı çıkışlar, din özgürlüğünün kötüye kullanılmasıdır. Dinin birleştiriciliğine, hoşgörüsüne, inandırarak benimsetme özenine aykırı yanlış yorum ve değerlendirmelere dayalı bölücülükler, dinden soğutmaya neden olacak tutumlar, din saygısıyla da bağdaşmaz. Türk devrimi temeline oturan ve bu yapıda lâiklik ilkesine özel bir önem ve üstünlük tanıyan anayasa, özgürlüklere karşın lâiklik ilkesini özenle korumayı amaçlamış, bu ilkenin özgürlüklere kıydırılmasına olanak tanımamıştır. 174. maddede korunan lâiklik ilkesiyle, bu kapsamındaki devrim yasalarının amaç, erek ve içeriklerinin öngördüğü nitelikleri gözardı ederek, dinsel inanç gereğine dayalı bir düzenleme getiren dava konusu kural, Anayasa'nın 174. maddesine de aykırıdır."Anayasa Mahkemesi'nin ünlü kararının bu yönü de üzerinde dikkatle durulması gereken önemdedir. fbila@milliyet.com.tr "Özgürlüklere kıydırılma"