Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


SHP, en büyük başarısını 1989 yerel seçimlerinde göstermişti.
Erdal İnönü'nün Genel Başkan, Deniz Baykal'ın Genel Sekreter olarak partinin başında oldukları bu dönemde, SHP, yine bir tüzük kurultayıyla doruktan kaymaya başlamıştı.
İnönü - Baykal yönetimi tüzük kavgaları ve iç çekişme yüzünden iflah olmadı.
İnönü - Baykal yarışı birkaç kurultay devam ettikten sonra, önce SHP, sonra CHP, 1991, 1995 ve 1999 seçimlerinde kaymaya devam etti ve bu kayış Meclis dışına varıncaya kadar durmadı.
Şimdi, 29. CHP Kurultayı'nda temel konu yine tüzük değişikliği, yine liste kavgası. CHP kurultayından arkaya kalacak olan da bu...
"Ne oldu" diye sorulacak olursa...
Akılda kalacak yanıt da şu olacak:
"Tüzük değişti. Genel Başkan Baykal'a Parti Meclisi'nde 12 kontenjan tanındı. Baykal, Parti Meclisi'ndeki hakimiyetini güçlendirdi."
Bu 12 kişi ne işe yarayacak?
Delegenin seçmediği isimlerin Parti Meclisi'ne Baykal tarafından sokulması olanağı yaratacak. Tabii, bu da Parti Meclisi'nde Baykal'ın azınlığa düşmesi riskini ortadan kaldıracak...
Parti içi hakimiyet esas alınarak politika yapmak artık CHP'nin karakteristiği oldu.
Hedef parti içi iktidar olunca, bütün çaba bu iktidar için harcanınca, ülkede iktidar olma hedefi ve çabası arka planda kalıyor. SHP - CHP'nin 1991'den beri yuvarlanıp gitmesinde bu bitmek tükenmek bilmeyen iç kavgaların rolü büyüktür.
Artık aynı parti içinde bu kadro çatışmalarının bir yararı olmadığı anlaşılmalı.
Madem bu kavgaların sonucunda Baykal ve arkadaşları kurultayları kazanıyorlar. O zaman, farklı düşündüklerini iddia edenler de ya Baykal'ın liderliğini kabullenmeli ya da kendi partilerini kurup, "o değil biziz" diyebilmeliler.
Demeliler...
Demeliler ki, bu kısır salon kavgaları seçmen tarafından sonlandırılsın.
Aksi halde, CHP ve CHP'liler, Nasrettin Hoca'nın bodrumda kaybettiği yüzüğü, orası karanlık diye evin önünde araması örneğinde olduğu gibi dışarıda kaybettikleri mührü parti içinde aramaya devam ederler...