Fikret BİLA
MALİYE Bakanı Zekeriye Temizel bütçeyi, Devlet Bakanı Işın Çelebi ekonominin genel performansını anlatıyorlar...
Amaçları, ekonomi ve maliye politikalarını enflasyonu yüzde 50'ye çekebilmek için uyumlaştırmak. Ve bu uyumu, enflasyonu etkileyen ekonomik, mali ve toplumsal odaklara anlatmak...
İşçilere, işverenlere, esnafa, sanayiciye
"fiyat ve ücret" uzlaşması çağrısı yapan iki bakan, enflasyon beklentisini kırmaya çalışıyorlar. Bir yandan bu psikolojik mücadeleyi sürdürürken, bir yandan da somut adımlar atıyorlar.
Işın Çelebi, özelleştirme yoluyla elde edilecek kaynağın cari bütçe harcamaları yoluyla yitirilmesini değil, bütçe dışında tutularak ilgili sektöre yatırım olarak dönmesini amaçlıyor.
Bu politikaya paralel olarak Maliye Bakanı Temizel de, reel anlamda kamu harcamalarını geçen yılla aynı düzeyde tutuyor, ancak, ilgili kurumlara aynı kaynakla daha iyi hizmet sunulması talimatı veriyor. Kamu harcamalarında bu yolla sağlanacak tasarrufa, vergi oranlarını düşürüp, belge sistemini yaygınlaştırarak vergi verimini artırmak yoluyla destek olmayı planlıyor.
Ana hatları belirlenen bu politikalar ışığında yüzde 50 enflasyon hedefi gerçekçi mi?
Bu soruyu Maliye Bakanı Temizel'e yöneltiyoruz:
"Gerçekçidir" diyor ve ekliyor:
"Enflasyon yüzde 50'ye çekilebilir. Çekilmesi zorunludur. Bu kadar uzun süre yüksek enflasyonla yaşayan ülke kalmadı. Enflasyonu mutlaka kontrol altına almalıyız. Bu amaçla belirlenen politikalar doğrudur. İşçi, işveren, esnaf, sanayici, ticaret erbabı bütün kesimlerin uzlaşma sağlaması çok önemli bir adım. Harcamaların kısılması, vergi veriminin artırılması da öyle. Elbette bu politikalara direnç olacaktır. Nitekim işçi kesimi temsilcileri, yükün çalışanlar üzerinde kaldığı gerekçesiyle itiraz ediyorlar. Bizim görevimiz bu yükü eşit dağıtmaktır."
Temizel, enflasyon beklentisini kırmak için hedefe uygun ücret artışları düşündüklerini, ancak, her gelir türü için bu politikayı uygulamanın teknik zorlukları olduğunu vurguluyor ve şu örneği veriyor:
"Ücret artışlarını bu ilkelerle belirliyorsunuz. Ama, faiz gelirleri bir yıl önceden belirlenmiş ve yüzde 100 enflasyona göre ayarlanmış. Ücretli kesimi belirli düzeyde tutarken, faiz geliri elde edenler bir yıl önceden bu beklentiyle yatırım yapmışlar. Dolayısıyla bir dengesizlik ortaya çıkıyor. Faiz oranları bir yıl önceden yüksek enflasyona göre belirlendiği için enflasyon hedefimize ulaşmada olumsuz etken olacaklar."
Maliye Bakanı'nın verdiği örnek enflasyonun psikolojik etkenini tanımlıyor. Enflasyon beklentisiyle yüksek faiz politikası ve bunun sonucu yine yüksek enflasyon. Bu sarmal kırılmadıkça, sadece ücreti baskılayarak sonuç almak mümkün değil...
Yazara EmailF.Bila@milliyet.com.tr