Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Koalisyon liderlerinin Ulusal Program için gerçekleştirdikleri zirvede en hassas konulardan birini Kürtçe oluşturdu.
Liderler, Ulusal Program'da, "Kürtçe" ve "anadil" sözcüklerinin kullanılmaması yönünde görüş birliği oluşturmuş durumdalar.
Avrupa Birliği'nin Kürtçe eğitim ve yayın konusundaki beklentisine karşılık Ankara'nın taşıdığı kaygılar nedeniyle atacağı adımlarda çok temkinli olacağı anlaşılıyor.
Kürtçe konusunda Ankara nasıl bir adım atabilir?
Liderler zirvesine katılan Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'in yaklaşımı şöyle:
"Dil konusuna bireysel hak çerçevesinde yaklaşmak daha doğru olur. Bu yaklaşım içinde de özel kurslar düzenlenebileceği gibi resmi eğitim kurumlarında ders saatleri dışında dersler konulabilir. İsteyen öğrenciler için ders saatleri dışında düzenlenecek bu tür kurs ve etüdler yapılabilir. Avrupa'ya baktığınızda Türkçeye karşı çok daha sert ve ciddi sınırlamalar uygulandığını görüyorsunuz."
Gürel, hemen hemen bütün Avrupa'da Türkçe'nin ders olmaktan çıkarıldığını vurguluyor. Birçok Avrupa ülkesinde Türkçenin ders saatleri dışında düzenlendiği, giden öğretmenlere zorluk çıkarıldığını da ekliyor. Keza Türkçe TV yayınlarının da çeşitli gerekçeler öne sürülerek engellendiğini kaydediyor. "Neredeyse" diyor Şükrü Sina Gürel, "bu uygulamalar Türkiye'ye karşı bütün Avrupa'ya hakim bir politika haline getirildi."
Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel'in, bu değerlendirmesi ve önerileri, koalisyon liderleri tarafından zirvede paylaşılmış görünüyor.
* * *
GÜREL, Fransa'ya karşı da Ankara'nın çok ciddi tepki göstermesi gerektiği düşüncesinde. Bu konuda Dışişleri, hazırlıklarını sürdürüyor.
Prof. Dr. Gürel, sözde Ermeni soykırımı tasarısının Fransa tarafından kabul edilmesini şöyle değerlendiriyor:
"Buna çok ciddi tepki göstermezsek bir yol açılmış olur. Fransa'nın tutumunun bütün Avrupa ülkelerine de yayılması için gayretler artar. Sonuçta Avrupa, Türkiye'nin tarih yorumuna kapalı bir hale gelir. Ermeni soykırımı iddiası, Yahudi soykırımı gibi tartışılmaz bir yargıya dönüşür. Bu nedenle de Fransa'da başlatılan sürecin durdurulması gerekir."
Ankara'nın Paris'ten beklentisi, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac veya Başbakan Jospin'in yetkilerini kullanarak Fransız Anayasa Konseyi'ne başvurmaları ve kararı iptal ettirmeleri.