Erdoğanla ilgili kararın Yargıtaya getirilişiyle ilgili olarak usul hatası bulunduğu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlunun dosyayı Yargıtaya getirtmeye yetkisi bulunmadığı yolundaki eleştiriler gündeme gelince, Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünverle görüştük.Ünver, sorularımıza şu yanıtları verdi:- Dosyanın sizin önüne getirilişinde usul hatası olduğu öne sürülüyor?- Yapılan işlemlerde bir usul hatası yoktur. Dosya Yargıtaya normal yollardan gelmiştir. Bir temyiz dosyasının mahallinde bekletilmesi söz konusu olamaz. Temyiz niteliğindeki dosyanın mahallinde beklediği öğrenilince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı görevi gereği harekete geçer ve dosyanın asıl gelmesi gereken yer olan Yargıtaya getirilmesini sağlar. Bu olayda da böyle olmuştur. Temyiz dosyasının mahallinde beklediği öğrenilince, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçmiştir. Bu aşamadan sonra da herhangi bir dava dosyası Yargıtaya hangi usulle geliyorsa, bu dosya da o usulle gelmiştir. Dosyayı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderen Diyarbakır Başsavcılığıdır.- Diyarbakır 3 No.lu DGMnin kararına 4 No.lu DGMde itiraz edildiği, bu mahkemenin 3 No.lu Mahkeme kararının aksine karar verdiği, bu kararın geçerli olması gerektiği savunuluyor?- Bu yaklaşım tümüyle yanlıştır. Bir mahkemenin aldığı karara başka mahkemede itiraz edebilirsiniz. Ancak, bir mahkemenin kararını aynı düzeyde başka mahkemede temyiz edemezsiniz. Burada yapılan itiraz temyiz niteliğindedir ve yanlış mercie yapılmıştır. Mercide yanlışlık, doğru merciin yetkisini ortadan kaldırmaz. Doğru merci Yargıtaydır. Bu nedenle Diyarbakır Başsavcılığı normal temyiz işlemiyle dosyayı Yargıtaya göndermiştir. Yanlış mercilere yapılan müracaat doğru mercilere yapılması gereken müracaatı ortadan kaldırmaz.- Dairenizin verdiği kararda 3 No.lu Diyarbakır DGMnin oturumu duruşmalı yapmayışının bir hata olduğu kaydediliyor. Bu saptamanıza karşın karar vermeniz eleştiriliyor?- Evet, bu saptama yapılmış, ancak, hükme etkili olmayacağı için karar verilmiştir. Diyarbakır 3 No.lu DGMye yapılan başvuru "mutlak rette mahkûm" bir başvurudur. Bu nedenle duruşmalı yapılması gerekse bile yapılmamış olması hükme etkili değildir. Sonucu değiştirmez. Çünkü davanın konusu ortadan kalkmıştır. İnfaz edilmiştir. Bu durumda duruşmalı olması hükme etkileyecek bir faktör değildir. Eğer hüküm infaz edilmemiş olsaydı, o zaman, duruşma yapılıp yeniden yargılanması gerekirdi. Nitekim biz Kutlularla ilgili kararı bu gerekçeyle bozduk. Nedeni hükmün henüz infaz edilmemiş olmasıydı. Bu dosyada ise infaz edilmiş olduğu için duruşmalı olması sonucu etkilemeyecekti.- TCK 312/2de yapılan değişiklikle suçun ortadan kalktığı ve suçun hiç işlenmemiş sayılması gerektiği, bu nedenle de milletvekilliğine engel bir durum bulunmadığı için de kararın esastan da yanlış verildiği görüşüne ne diyorsunuz?- Adli sicil kaydı silinmiş olsa bile Adli Sicil Yasasına göre sicilin bir özeti saklanır ve Yüksek Seçim Kuruluna gönderilir. Bunun amacı milletvekili seçilebilme yeterliliğinin saptanmasıdır. Anayasanın 76 ve Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesindeki hükümler karşısında, aday olunması mümkün değildir.Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver, teknik alanda yürütülen tartışmalara bu yanıtlarla açıklık getirdi. fbila@milliyet.com.tr Diyarbakır 3 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesinin, AKP lideri Tayyip Erdoğanın adli sicil kaydının silinmesi talebinin reddedilmesi yönündeki kararını onaylayan Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver, işlemlerde bir usul ve esas hatası olmadığını vurguladı.