Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Barış için son ana kadar çabalayacaklarını söyleyen Başbakan Gül, "Biz her şeyi söyledik, üzerimize düşeni yaparız dedik. Bunu herkes yapıyor. Araplar da yaptı, ABD de dünya kamuoyuna söyledi" diyor

Başbakan Gül’le önceki gün Başbakanlık’ta yaptığımız görüşmeyi aktarmaya devam edelim. Başbakan Gül’ün Irak sorununda barışçı çözüm bulmak için gösterdiği yoğun çabalara dün değinmiştik. Başbakan Gül, Irak’la ilgili girişimlerini bütün açıklığıyla yansıtmamanın sıkıntısı içinde görülüyor. Devletler arası ilişkiler açısından, yaptığı görüşmelerin içeriğinin kendi ağzından yansımasını istemiyor.

ÇABALAR İŞE YARIYOR
Buna dikkat ettiği konulardan biri de Taha Yasin Ramazan’la Irak Devlet Başkanı’na gönderdiği mesaj. Savaşı önlemek için bir son şans olarak gördüğü Saddam Hüseyin’in çekilmesi ve gerekirse Türkiye’de barındırılması düşüncesinin yansıtılması bunun son örneklerinden biri.
Başbakan Gül’le böyle bir mesaj gönderip göndermediğini konuşurken kendisine atfen yazılmamasını istediklerinin dışında şunları söylüyor:
"Biz her şeyi söyledik. Üzerimize düşen her şeyi yapacağımızı söyledik. Bu önerileri herkes yapıyor. Arap ülkeleri de yaptı. Aynı şeyi ABD de dünya kamuoyuna açık bir şekilde söyledi."
Başbakan Gül, Bağdat’ın Ankara’dan gelen iyi niyetli mesajları dikkate aldığını da vurguluyor. Saddam yönetiminin, U - 2 uçaklarına izin vermesinin, bilim adamlarıyla Iraklı yetkililer olmadan görüşülmesinin, hep Ankara’nın ilettiği öneriler olduğunu anımsatıyor.

BOŞLUK İSTEMEYİZ
Başbakan Gül’ün üzerinde önemle durduğu bir diğer konu da ABD ile yürütülen müzakereler. Yurtdışına asker gönderme ve yabancı asker bulundurma konusunda TBMM’den 18 Şubat’ta yetki isteyeceklerini daha önce açıklayan Başbakan Gül, bu tarihe kadar ABD ile askeri, ekonomik ve siyasi alanda yürütülen müzakerelerin sonuçlanmasını ve imza altına alınmasını istiyor. Müzakerelerle ilgili değerlendirmesi şöyle:
"Biz barış için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz, son ana da kadar da göstereceğiz. Ancak, her türlü ihtimale karşı diğer çalışmaları da yapmamız gerekir. ABD ile yürüttüğümüz görüşmelerin üç ayağı var. Askeri, ekonomik ve siyasi. Bunların sonuçlandırılması lazım. Biz üç alanda da boşluk istemeyiz. Bir boşluk doğmaması için de müzakerelerin detaylı biçimde yürütülmesi ve bir uzlaşmayla sonuçlandırılması gerekir. Ben bir sorun olacağını sanmıyorum."

AMAÇ SİLAHSIZLANMA
Başbakan Gül, Irak’la ilgili soruna yaklaşımını ise şöyle özetledi: "Savaşı kimse istemez. Asıl hedef savaşı önlemek olmalı. Bizim yaklaşımımız savaşın önlenmesi için bir anlamda Irak’la ilgili olarak silahsızlanmanın sağlanmasıdır. Bunun dünya kamuoyunu tatmin edecek bir samimiyet ve şeffaflıkla yapılması gerekir. Komşu ülkelerin birbirleri için tehdit olmadığının ortaya konulması gerekir. Bölgede bu güvenin ve istikrarın sağlanması temel hedef olmalıdır. Ankara’nın bütün çabası bunun sağlanmasıdır."

NATO BİZİ KORUMALI
Başbakan Gül, Türkiye’nin korunmasıyla ilgili olarak NATO’da yaşanan sorunu ise şöyle değerlendirdi:
"Bu NATO’nun görevidir. Türkiye’nin de hakkıdır. Nasıl biz NATO çerçevesinde Avrupa’nın korunmasına katkı veriyorsak, NATO da bunu Türkiye’ye vermek durumundadır. Ben bu sonuca ulaşılacağına inanıyorum. Türkiye’nin bir ihtiyacı olduğundan değil ama NATO anlaşmasının mekanizmasının gereği bu kararın alınması gerekir."
Başbakan Gül, savaşın önlenmesi konusunda hâlâ umudunu yitirmiş değil. Silah denetçilerinin 14 Şubat’ta açıklayacakları rapordan sonra yeni diplomatik olanakların doğabileceğine inanıyor.