Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Başbakan Erdoğan'ın BM Genel Sekreteri Annan ve ABD Başkanı Bush'la yapacağı görüşmeler öncesinde Kıbrıs sorunu MGK'da masaya yatırıldı.
Türk tarafının samimi çözüm arayışı içinde olduğu ve müzakerelere başlama isteği, MGK zemininde de bir kez daha teyit edilmiş oldu.
Bugüne kadar hep Türk tarafına çevrili duran projektörlerin, biraz da Rum tarafına çevrilmesi gerekiyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Başbakan Mehmet Ali Talat'ın da dikkat çektiği gibi 1 Mayıs'tan önce çözümden kaçmaya çalışan Rum tarafı. "Çözüm"ü 1 Mayıs 2004 sonrasına erteleyerek, elini güçlendirmeye çalışan Rum yönetiminin bu tutumunun gözden kaçırılmaması gerekiyor.
AB ve ABD'nin sadece Türk tarafına değil Rum tarafına da baskı yapması, çifte standart uygulamaması önem taşıyor. Başbakan Erdoğan, Annan ve Bush'un, bu konuda dikkatini çekecek...
Sorun oluşturan otomatik referandum koşulundan Rum tarafı gibi Türk tarafı da hoşnut değil. Bu koşulun sakıncaları MGK'da da dile getirildi.
Annan'ın müzakereleri başlatmak için önkoşul niteliğinde koyduğu bu kuralı gözden geçirmesi gerekiyor. İki tarafın da itiraz ettiği bu kural kaldırılır veya esnetilirse, müzakerelerin başlaması kolaylaşacak.
Başbakan Erdoğan, Annan'la yapacağı görüşmede önemli bir soruya yanıt arayacak. Annan planının eksiklerinden biri, önkoşul olarak öne sürülen referandumun sonuçlarıyla ilgili. Örneğin, taraflardan birinin referandumda hayır demesi halinde ne olacağı belli değil. Her iki tarafın da evet veya hayır demesi halinde sorun yok. Ancak, biri hayır derse, nasıl bir uygulama olacak bu belli değil. Başbakan Erdoğan'ın yanıt isteyeceği soru bu...
MGK'dan çıkan sonuç, Türk tarafının uzlaşmayı, çözümü isteyen taraf olduğunu gösterecek bir politika izlenmesi. Türkiye ve KKTC'nin stratejik tutumu bu olacak.
Başbakan Erdoğan'ın, bu tutumu sergiledikten sonra, Rum tarafına da bakılması ve çözüm için sadece bir tarafın değil iki tarafın adım atması gerektiğini bütün temaslarında vurgulaması bekleniyor.
Türk tarafı bu kez, Rum tarafına, "Türkler çözümden kaçtılar" propagandası yapabilecekleri malzeme vermemeye kararlı...
Aksine, uzlaşmayı 1 Mayıs sonrasına ertelemeye çalışanın, bu nedenle kaçak politika izleyenin Rum tarafı olduğunu göstermeye çalışacak.
Türkiye, BM Genel Sekreteri'nin "iyi niyet misyonunu"nu desteklemeyi sürdürürken, Türk tarafının iyi niyetli adımlarının da desteklenmesini isteyecek...
Bütün dünyanın Türk tarafına çullandığı Kıbrıs sorununun bir de Rum tarafı bulunduğunu anımsatacak...
Topu taça atan taraf Ankara olmayacak...