Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son dönemde yapılan temel yanlışlardan biri, insanları peşin bir hükümle ikiye ayırmak:
- Ya benden yanasın ya da düşmanımdan yana.
Tıpkı, ABD Başkanı Bush’un Irak’ı işgal ederken söylediği gibi...
İnsanları böyle kategorize etmek yanlış.
Ancak bu yanlış, son dönemde tartıştığımız konuları eksen alarak sık sık yapılıyor.

Yüzde 47 ve yüzde 53
Örneğin, AKP’ye karşı açılan kapatma davası:
- Eğer yüzde 47 oy almış AKP’ye açılan davaya karşı çıkmıyorsan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na hakaretler yağdırmıyorsan, demek ki, sen karşıdansın. Demokrasiyi savunmuyorsun! Sen Ergenekoncusun!
Oysa, toplumu böyle bölemezsiniz. Bölerseniz tehlikeli biçimde kamplaştırmış olursunuz.
Neden?
Çünkü, AKP’ye oy veren yüzde 47’lik kesim içinde dava açılmasını normal karşılayanlar da vardır; AKP’ye oy vermeyen yüzde 53’lük kesim içinde kapatma davası açılmasını yanlış bulanlar da...
Toplumu yüzde 47’yi bu tarafa, yüzde 53’ü şu tarafa diye bölmeye hakkınız yoktur. Bu gerçeği yansıtmaz...

Haberin Devamı

İlhan Selçuk olayı
İlhan Selçuk olayına da aynı kamplaştırıcı ölçüyle bakılıyor:
- Eğer İlhan Selçuk’un götürülüşünü ve götürülüş biçimini alkışlamıyorsan yine Ergenekoncusun! Yüzde 47’ye karşısın!
Bu da yanlış bir ölçü...
AKP’ye yüzde 47 oy veren kesim içinde de İlhan Selçuk’un götürülüş biçimini yadırgayan, yanlış bulanlar da vardır; yüzde 53’lük kesim içinde normal karşılayanlar da...

Ergenekon
İnsanları böyle kategorize etme çabasında, “damgalama” niyeti bulunduğu da açık...
Şimdi laiklik ilkesini savunan, AKP uygulamalarının bu ilkeyi zedelediğini düşünen herkes, henüz ne olduğu tam olarak ortaya çıkmamış Ergenekon’a mı dahil oluyor?
Türkiye’de, laik cumhuriyeti Ergenekoncular mı temsil ediyor? Onlar mı koruyor?
Elbette değil...
Soruşturması devam eden, bazı yasadışı örgütlenmeler ve eylemler içinde olduğu iddia edilenler mi, laiklik ilkesini özenle korumaya çalışan milyonlarca insanın önderleri? El bombalarına, Danıştay suikastına bulaşmış insanlar mı yüzde 53’ün temsilcileri?
Böyle bir şey olabilir mi?
Bu yaklaşımlar, gündemi saptırmaya, insanları baskı altına almaya yönelik çabalardır.

Haberin Devamı

Laiklik ve ulusal bütünlük
Laiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşıdır. Hem laik cumhuriyetin hem de demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur.
Türkiye Cumhuriyeti’ni, halkı Müslüman olan diğer ülkelerden ayıran, onu çağdaş ve demokratik yapan, laik bir ülke oluşudur.
Atatürk’ün eşsiz bir uzgörüyle kurduğu, “demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti”ni ayakta tutan iki temel direk laiklik ilkesi ve ulusal bütünlüktür.
Bu direkler kırılırsa Türkiye ayakta duramaz...
İster demokrasiye karşı örgütlenmeler ve eylemler, ister laikliğe karşı örgütlenmeler ve eylemler olsun, yargı denetiminin harekete geçmesi doğaldır.
Eğer bu örgütlenme ve eylemlerde yasadışılık, suç oluşturan eylemler varsa yargının yasalardaki yaptırım ve cezalara hükmetmesi de normaldir.
Bu “demokratik, laik, hukuk devleti” olmanın gereğidir...