Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İstanbul Özel Yetkili Savcılığı’nın, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve ikisi emekli çalışma arkadaşlarını ifadeye çağırmasıyla başlayan süreç sertleşerek devam ediyor.
Fidan ve arkadaşlarını ifadeye çağıran özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya soruşturmadan alındı.
Hükümet cephesi, İstanbul özel yetkili savcılığının başlattığı sürece çok sert karşılık veriyor.
Önce MİT Yasası’nın 26. maddesini değiştirecek bir teklifi hızla Meclis’e getirdi, bir gün sonra da savcı Sarıkaya soruşturmadan alındı.
Hükümet, hem yasa hem de savcı değişikliğiyle bu süreci kesmeye ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı bu süreçten çıkarmaya çalışıyor.

Hükümetin beklentisi
Hükümet cephesinin ilk amacı, MİT Yasası’ndaki değişiklik teklifi yasalaşıncaya kadar Fidan ve arkadaşlarının ifadeye götürülmesini önlemek.
İkincisi ise savcı değişikliğinden sonra MİT Yasası’nda yapılacak değişikliğin süreci kesmesi. Yeni görevlendirilen savcıların, yeni yasayı bu yönde yorumlamaları.

Dosya kapanır mı?
Yasa ve savcı değişikliğinden sonra MİT’le ilgili olarak açılan dosya tümüyle kapanır mı?
Yasa değişikliği gerçekleştikten sonra ne olacak? Yeni savcılar, yeni yasa gereğince soruşturmayı yürütebilmek için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan izin talebinde mi bulunacaklar? Başbakan Erdoğan’ın bu izni vermeyeceği belli olduğuna göre sonraki aşamada ne yapacaklar? Başbakan izin vermedi diye dosya rafa mı kaldırılacak yoksa Danıştay’a mı başvuracaklar?
Bu soruların yanıtı MİT Yasası’ndaki değişiklik yasalaşınca ortaya çıkacak.

Erdoğan’ın tepkisi
Başbakan Erdoğan’ın, MİT Müsteşarı ve arkadaşlarının ifadeye çağrılmasını kendisine karşı yapılmış bir hamle olarak gördüğü çok açık.
Hakan Fidan’ın kendisini temsil yetkisiyle katıldığı PKK görüşmelerinin sorgulanmasını hukuki olmaktan çok siyasi bir sorgulama olarak algıladığı ve savcılığın böyle bir yetkisi olmadığını düşündüğü anlaşılıyor.

Siyasal süreç
Başbakan Erdoğan, CMK 250 ve 251’inci maddeler yerine MİT Yasası’nda değişiklik yapmaya yönelerek tercihini ortaya koydu. Erdoğan, sadece MİT’le ilgili bir düzenleme yaparak, özel yetkili savcılık ve mahkemelerin aynı düzen içinde çalışmalarında bir sakınca görmediği mesajını vermiş oldu.
Bu yönüyle kişiye özel yasa çıkarmakla ve çifte standart uygulamakla eleştirildi ve bu eleştirilecektir.
MİT Yasası ve savcıların değiştirilmesi, MİT’e karşı başlatılan süreci hukuki alanda kesebilir, ancak siyasal alanda etkileri devam edecektir.

Ortak akıl
Yaşadığımız gelişmeler, devletin bir ortak akılla yönetilmediğini de gösterdi.
Her fırsatta terörün sona erdirilmesinin ve Kürt sorununun bir çözüme ulaştırılmasının hedeflendiği vurgulanırken, bu amaçla ulusal nitelikte bir strateji yürütülmediği ve devlet organları arasında da aynı hedefe kilitlenmiş uyumlu bir çalışma bulunmadığı anlaşıldı.
Ortaya çıkan manzara gerek silahlı mücadele gerekse sivil alandaki çözüm arayışlarını ciddi biçimde sıkıntıya sokacak bir manzaradır.

Yaratıcı yıkım
Batı’da “yaratıcı yıkım” diye bir kavram var. Eski yıkılırken yerine çok daha iyisinin, çok daha güçlüsünün, çok daha verimlisinin eşzamanlı olarak yaratılması anlamında.
Bizde de bir yıkım var...
Var ama yaratıcı olduğu söylenemez...