Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Fazilet Partisi'nin kapatılmasından sonra yeni bir partileşme hareketine girişen "yenilikçi"lerin önde gelen isimlerinden Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener, Milliyet'in konuğuydu.
Gül ve Şener'le kuracakları yeni partinin yapısı ve çizgisi üzerinde konuştuk.
Gelenekçi kanadın sık sık gündeme getirdiği ve kamuoyunda da zaman zaman seslendirilen "bu kadroların ve hareketin nesi yeni" sorusuna yanıt aradık.
Gül ve Şener'den bu soruya aldığımız yanıt, tek sözcükle "normalleşme" olarak ifade edilebilir.
"Normalleşme" neyi kapsıyor?
Gül ve Şener'in yaklaşımı şöyle özetlenebilir:
1- Yeni hareket, din ve din figürlerini öne çıkaran, dini inanç ve duygulara hitap eden siyaset anlayışını esas alarak örgütlenmeyecek ve bu tarz siyaseti eksen almayacak,
2- Erbakan döneminde görüldüğü, tek adam yönetimi kurmayacak, emir - komuta, sorgusuz sualsiz itaat anlayışıyla çalışmayacak,
3- Üst yapı sorunlarını değil, altyapı sorunlarını esas alarak siyaset yapacak. Programlarında, ekonomik sorunlar temel alınacak. İşsizlik, gelir dağılımı eşitsizliği, dengeli büyüme, refah paylaşımı, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik alanlarında iddialı bir program ortaya konulacak. Toplumun tümüne hitap eden bir söylem esas alınacak.
4- Zıtlaşma ve cepheleşme politikasıyla taban tutmaya yönelinmeyecek, aksine, uzlaşma yaklaşımı içinde ortak noktalar öne çıkarılarak politika üretilecek.
5- Türkiye'nin gerçekleri, Türkiye'ye özgü koşullar veri kabul edilecek. Bu bağlamda, "tehdit algılamasına neden olan alanlarda" radikal bir tutum alınmayacak, aksine bu alanlardan uzak durularak çatışma ortamından kaçınılacak. Yeni hareket, rejim açısından bir tehdit oluşturmayacak. Tehdit gibi algılanmaya neden olacak politikalar izlenmeyecek.
6- Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üye olması savunulacak ve bu alandaki girişimlere destek olunacak.
7- Türban gibi toplumda çatışma ve zıtlaşmaya neden olan konular siyaset aracı olarak kullanılmayacak, bu ve benzeri sorunlara insan hakları çerçevesinde yaklaşılacak. Bayanların asıl sorunu olarak türban ve benzeri konular değil, ekonomik ve sosyal olanak ve özgürlükler, toplumda eşitlik konuları üzerinde çalışılacak. Bayanlar yeni siyasi hareket içinde bir figür, bir süs, bir renk olarak değil, eşit ve aktif siyasetçiler olarak yer alacak.
8- Yeni hareketin genel başkanı, lider konumunda olacak, emanetçi bir anlayışla yönetim oluşturulmayacak.
9- "Adil düzen", "milli görüş" gibi hazır ekonomik ve siyasi paketlerle siyaset yapılmayacak, dinamik ve koşullara göre sürekli yenilenebilir ekonomi politikalar, serbest piyasa düzeni içinde uygulanacak. Mali ve sosyal politikalarla alt gelir grupları korunacak.
10- Cumhuriyetin temel nitelikleri, Atatürk ilkeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri çatışma alanı olarak görülüp, kullanılmayacak, aksine, Atatürk'ün gösterdiği "çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkılması" hedefiyle örtüşen bir siyaset anlayışı esas alınacak. Hemen hemen tamamı Müslüman olan Türkiye'nin kendi değerlerini koruyarak da bu hedefe ulaşabileceği kanıtlanmaya çalışılacak.
Gül ve Şener'in "yenilikçi harekete" çizdikleri çerçeve ve rota böyle...
Bu yaklaşımda elbette on yıllardır Erbakan ve kadrosunun temsil ettiği harekete göre, yenilik ve farklılıklar var...
Tabii, yeni hareket için de temel sorunlardan biri "güven" oluşturma ve "göz hapsinde" bir hareket olmaktan kurtulmak olacaktır.
Bunun da yolu, çizilen çerçevede samimi olunduğunun uygulamada da gösterilmesi. Yenilikçilerin, Fazilet Partisi kapatılıncaya kadar içinde bulundukları siyasi akıma karşı duyulan "takiye" kuşkusunun giderilmesi.
Bunlar sağlanabilirse, yenilikçilerin hareketi gerçekten yeni olabilir.
Yenilikçilerin önündeki ilk ve en önemli sorun bu güveni oluşturabilmeleridir.