ANAP lideri Mesut Yılmaz ne istiyor?
Yüce Divan'da yargılanmak.
Siyasi tarihimizde ilk sayılabilecek bir tutum.
Kendi eliyle Yüce Divan'a gitmek isteyen bir lider...
Seçim sonrasında yaptığımız görüşmede Yılmaz, bir özeleştiri ihtiyacı duyduğunu ifade etmiş ve "hatam Yüce Divan" demişti.
ANAP lideri, seçim öncesinde kendisi ve DYP lideri Çiller hakkındaki soruşturmaların karşılıklı olarak Meclis'te kapatılmasını önemli bir "hata" olarak görüyor.
Bu hatanın da, ANAP'a oy kaybettirdiğini düşünüyor.
Yılmaz bu hatayı tamir için şimdi Yüce Divan'a gitmek istiyor.
Peki, o zaman niye gitmedi?
ANAP lideri bu sorumuzu şöyle yanıtlamıştı:
"Yüce Divan'a gitmekten veya sonucundan çekindiğim için değil. Beraatle sonuçlanacağından yüzde yüz emin olduğum halde, o zaman partiye zarar vereceğimi düşünmüştüm. Lideri, Yüce Divan'da yargılanan bir partinin tabanında moral bozukluğu yaratacağını, yargılanma süreci içinde başbakanlık yapılamadığı için partinin olumsuz etkileneceğini düşünmüştüm."
Ancak seçim sonuçlarını değerlendiren Yılmaz, şimdi, Yüce Divan'a gitmenin değil, gitmemenin ANAP'ı daha olumsuz etkilediğini düşünüyor.
Bu nedenle de, yeni Meclis'ten kendisini Yüce Divan'a göndermesini istiyor.
Böylece, hem Yüce Divan'a gitmekten çekinecek bir durumu olmadığını kanıtlamak, hem de örnek bir davranış sergilemek istiyor.
Umarız, Yüce Divan'dan kaçınan diğer liderlere örnek olur.
Ancak sorun liderlerin kişisel kararlarıyla çözülecek nitelikte değildir.
Meclis denetiminin siyasal niteliği ortada.
Hukuki değil, siyasi yaklaşımlarla çalışan Meclis denetim mekanizması, Yüce Divan'ı sulh hukuk mahkemesine çevirebilir.
Bu nedenle yapılması gereken dokunulmazlık kurumunun yeniden düzenlenmesidir.
Milletvekili, bakan ve başbakanların siyasi faaliyetleri dışında dokunulmazlık zırhıyla korunmalarının sona erdirilmesi gereklidir.
Bu, onları da, vatandaşı da rahatlatır.
Yılmaz'ın Yüce Divan'da yargılanmak istemesi bu yolda atılacak adımlar açısından değerlendirilmelidir.
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr