Ankara'nın gündeminde dün iki çarpışma vardı: 1-Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı yürüttüğü sınır ötesi kara harekâtı.
2- YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın, üniversitelerde yürüttüğü "türban" taarruzu.
Her iki olay da cumhuriyetin temelleriyle ilgili.
TSK, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel direklerinden biri olan ulus bütünlüğünü korumak için ayrılıkçı PKK ile sınır ötesinde mücadele ediyor.
Ankara'da ise cumhuriyetin bir başka temel direği olan laiklik tartışmaları arasında, YÖK Başkanı Özcan, türbana yer açmak için adeta taarruza geçmiş durumda. Açıklama üstüne açıklama yapıyor.
Zamanlama şık değil
Kocatepe Camii'nde, Kuzey Irak'ta şehit düşen üç subayımızın cenaze töreninin yapıldığı saatlerde, YÖK Başkanı Özcan, türbanlı öğrencilerin üniversiteye alınması için yoğun bir gayret içindeydi.
YÖK Başkanı'nın yürüttüğü türban atağının zamanlaması ve yöntemi şık değildi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün anayasa değişikliklerini TSK'nın sınır ötesi operasyonun başladığı gece onaylaması da bu bağlamda eleştiri konusu olmuştu.
Özcan da şehit cenazeleri henüz cami avlusundayken, türban serbestliği ile cumhuriyetin nitelikleri arasında -kendine özgü- bir yorumla bağ kurma peşindeydi.
Özcan'ın gayreti
YÖK Başkanı'nın gösterdiği gayret, hükümeti ve AKP'yi rahatlatmaya yönelik. Henüz siyasi ve hukuki alanda tartışmalar sürerken, Özcan, bir "anayasa yorumu"yla, YÖK Yasası'nda değişikliğe gerek olmadan türbanın serbest bırakıldığını ilan etti. Rektörlere, "Türbanlı öğrencileri alın, yasayı beklemeyin" talimatı gönderdi.
Özcan, "kraldan daha kralcı" bir yaklaşım içinde, hükümeti ve AKP'yi YÖK Yasası'nın ek 17. maddesine hüküm getirme "külfeti"nden kurtarmaya çalışıyor.
Acaba neden?
AKP ve hükümet, türban serbestliği için MHP ile vardıkları mutabakata rağmen, YÖK Yasası'na hüküm eklemekten kaçınıyorlar. Hükümetin ve AKP'nin bu tutumunun nedeni, böyle bir düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi olasılığının çok yüksek olması.
Bu bilindiği için, yasada bir düzenleme yapmadan, anayasa değişikliklerinin türban serbestliği için yeterli olduğunu savunuyorlar.
YÖK Başkanı Özcan da hükümete "yardımcı" oluyor. "Yasaya gerek yok, anayasa değişiklikleri yeterlidir" diyor.
Özcan'ın bu tutumu sürpriz değil. Anayasa değişiklikleri Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylandıktan sonra, YÖK Başkanı'nın kararıyla uygulamaya geçilmesi yolunun deneneceği tahmin ediliyordu. Özcan'ın, YÖK Başkanlığı'na getirilmesine karşılık böyle bir işleve "gönüllü" olmak zorunda kalacağı da biliniyordu. "İsterse söylemesin" sözlerinin, bu olayda, "İsterse türban talimatı vermesin" diye okunması mümkün.
YÖK Başkanı, kendinden bekleneni yerine getirdi. Kötü bir zamanlama ve çok dikkat çeken bir gayret içinde...
TSK'nın Kuzey Irak'ta canı pahasına yürüttüğü mücadele ile YÖK Başkanı'nın üniversitelerde aynı anda yürüttüğü türban mücadelesi ironik bir görüntü yarattı.