Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Sanki aşk sona erdi. İkinci Dünya Savaşının iki düşmanı olan Fransa ve Almanya’nın savaş sonrası başlattıkları ve aşka dönüşen flört dönemi sonlanıyor. İki ülke arasındaki görüş ayrılıkları öyle bir zirveye ulaştı ki Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’la yapacağı ortak bakanlar kurulunu ötelemek mecburiyetinde kaldı.

Avrupa Birliği (AB) devlet ve hükümet başkanlarının sonbahar zirvesi sona erdi. Brüksel’de düzenlenen ve 2 gün süren zirvenin ardından en çarpıcı konu kuşkusuz Fransa ile Almanya arasında yaşanan ayrışma süreci. Zirve öncesi, Macron kameralar karşısına çıktı, enerji krizi konusunda çözüm önerilerine direnen Almanya’nın AB içerisindeki yalnızlığına işaret etti. Ardından da uzlaşı kültürü ve ortak çıkarları hatırlattı. Malum Almanya, kendi ülkesinde elektrik ve gaz fiyatlarına destek veriyor. Ancak bu uygulamanın AB geneline yayılmasına izin vermiyor. Ayrıca elektrik ve gaz fiyatlarına tavan fiyat uygulamasına da karşı çıkıyordu.

Haberin Devamı

AB’nin motor ülkeleri olarak bilinen Fransa ve Almanya arasındaki ayrışma süreci yeni değil, ancak sanki derinleşiyor. Geçmişte de iki ülke arasında görüş ayrılıkları yaşanmıyor değildi. Ancak ülke liderleri, bakanlar, diplomatlar ve iş dünyasının önde gelen isimleri sayesinde uzlaşı sağlanıyordu. Brexit’in ardından, Paris ile Berlin arasında ayrışma süreci ivmeleniyor. AB nezdinde yegane nükleer güce sahip ülke statüsüne kavuşan Fransa, nükleer şemsiyesini Almanya ile sair AB ülkelerine önerdi. Almanya ise ABD ve dolayısıyla NATO’nun nükleer şemsiyesini tercih ettiğini çok açık bir şekilde dile getirdi.

Almanya’nın 1997 yılında başlattığı kapsamlı genişleme politikasından dili yanmış olan Fransa, Almanya’nın AB sınırlarını Balkan ülkelerine genişletme politikasını engellemeye çalıştı, sadece yavaşlatabildi. Fransa, 2019 yılında Almanya’yla birlikte 6. nesil savaş uçağı geliştirmek için niyet mektubu imzaladı. Hatta bu çalışmaya İspanya da katıldı. İngiltere’nin de katılması öngörülüyordu; ancak AB’den ayrılan İngiltere, Tempest olarak bilinen kendi 6. nesil savaş uçağını geliştirmek için kolları sıvamıştı. Hatta, AB’den ayrılmasına rağmen İngiltere’ye Hollanda ve İtalya da katıldı. Alman parlamentosunun bütçe komisyonu, Fransa ve İspanya ile 6. nesil savaş uçağı geliştirilmesi için 5 ülkenin ortaklık kurması gerektiğini dile getirerek, projenin iyi bir niyetle başladığını ancak hayata geçmesi için daha fazla katılıma ihtiyaç duyulduğunun altını çizmişti. Polonya, ABD’nin F-35’lerini tercih ederken, Almanya da hızlı bir vücut çalımıyla Tornado tipi uçaklarını F-35’lerle değiştirme kararı aldı.

Haberin Devamı

‘İhtiyaç’ azaldı

Aynı Almanya, Fransa’nın önderliğinde geliştirilen AB uzay fırlatıcısı Ariane 6’nın hizmete girmesini bekleme sabrını göstermeden askeri ve sivil uydularının Elon Musk’e ait olan SpaceX firmasıyla uzaya fırlatmayı tercih etti. Ariane 6, 2023 yılında işlevsellik kazanacaktı. Ancak Almanya, Paris-Berlin eksenini sekteye uğratabilecek kararı gözünü kırpmadan aldı. Keza geçtimiz hafta yazmış olduğum üzere Almanya AB ve NATO’ya üye toplam 15 ülkeyle birlikte ‘Avrupa Gökyüzü Kalkanı’ olarak adlandırılan füze savunma sistemi geliştirmek üzere proje başlattı. Fransa bu projede yer almadı. Oysa İkinci Dünya Savaşının ardından, 1950 yılında, dönemin Fransa dışişleri bakanı Robert Schuman, Almanya’ya Avrupa Kömür Çelik Birliği’ni kurma önerisini sunmuştu. Dönemin Almanya başbakanı Konrad Adenaeur, 24 saatte Paris’ten gelen teklife evet demişti. O tarihte Fransa, ekonomik güç arayışı içerisindeydi. Almanya ise uluslararası düzeyde siyasi itibar arıyordu. Bu ‘kazan-kazan’ formülü 1992 yılına kadar devam etti. Almanya’nın birleşmesine pek sıcak bakmayan dönemin Fransa cumhurbaşkanı François Mitterand, ‘Almanya’yı o kadar seviyorum ki iki tane kalmasını istiyorum’ demişti. Almanya’nın ekonomik açıdan güçlenmesi, siyasi itibarını da yeniden sağlamış olmasından dolayı Fransa’ya olan ihtiyacı her geçen gün azalıyor. Almanya, BM Güvenlik Konseyine üye olmasa bile, isteklerini ABD ve İngiltere üzerinden dile getirebiliyor. Güvenliğini de tamamen ABD ve NATO nezdinde sağlıyor. Bu hususta da elini cebine atmaya hazır.

Haberin Devamı

Macron, Fransa ile Almanya arasında ayrışmanın derinleşmemesi için Paris-Berlin eksininin zevahirini AB nezdinde kurtarmak için son dakika da olsa bir formül buldu. Ancak görüş ayrılıkları derinleşiyor. Önümüzdeki hafta Macron Paris’de Scholz’u ağırlayacak ve derinlemesine konuşacaklar.

Fransa ve Almanya arasında görüş ayrılıklarının derinleşmemesi hem AB açısından hem de NATO açısından önemli. İngiltere’deki siyasi istikrarsızlık, aşırı sağın İtalya’da iktidarda olması ve Paris-Berlin ekseninde çatlak seslerin hızla yükselmesi Avrupa kıtası için hayra alamet değil. Sağduyu, soğukkanlılık, yaratıcılık ve 1950 ruhu istikrar açısından önem teşkil edecek.

Almanya-Fransa ayrışması derinleşiyor mu

Rus istihbarat faaliyetleri tam gaz

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlatmış olduğu işgal savaşı devam ederken, Moskova yönetimi Kıta Avrupası’nda istihbarat faaliyetlerini agresif bir şekilde sürdürüyor. İsviçre Federal İstihbarat Örgütü FİS’in Başkanı Christian Dussey, Rusya’nın Avrupa ve NATO üyesi ülkelerdeki ajanları ‘istenmeyen kişi’ ilan edildikleri için Moskova’nın istihbarat faaliyetlerini İsviçre’ye yönelttiğini açıklayarak bu hususta uyarıda bulundu.

Fransa’nın iç istihbarat teşkilatı, Rusların başkent Paris başta olmak üzere büyük kentlerde saflarına yeni kaynaklar katmaya çalıştıklarını dile getirdi. Le Monde gazetesi, Paris sefaretinde çalışan bir Rus ajanın internet üzerinden hassas bilgilere sahip Fransız genç mühendislere kanca takmaya çalıştığını açıkladı. Matematik dersi verecek genç hoca aradığını iddia eden Çek kimlikli Rus ajan, Fransa’nın önde gelen mühendislik okullarından mezun gençlerden ücret karşılığı ders almak istediğini iddia ederek irtibata geçiyor. Samimiyeti geliştiren Rus ajan, genç mühendisten çalıştığı firmanın hassas bilgilerini talep ediyor. Olay, Rus ajanın Fransa’nın ulusal güvenliğini ilgilendirecek bilgileri talep etmesi ve ısrar etmesi üzerine patlak veriyor. Zira genç mühendis olayı Fransız istihbarat birimleriyle paylaşarak Rus ajanın istenmeyen kişi ilan edilip sınır dışı edilmesini sağlıyor. Fransız yetkililere göre Paris Büyükelçiliğinde en az 50’ye yakın ajan olduğu düşünülüyor.

Belçika’da da ülkenin önde gelen ekonomi gazetelerinden L’Echo, Rus elçiliğin istihbarat faaliyetleri hakkında çok geniş bir araştırma yayınladı. Rus elçiliğinde 70’e yakın kişinin Rus istihbarat birimleri SVR ve GRU’ya çalıştığına dikkat çekti. Hatta, Rusya’da SVR’nin başında bulunan Sergey Narışkin’in 1998 yılında Rusya’nın Brüksel elçiliğinde ekonomi ataşesi olarak çalıştığını hatırlatarak, FSB için bilim ve teknoloji alanında istihbarat faaliyetlerinde bulunduğuna vurgu yaptı. Rusya, Ukrayna’daki hezimetine rağmen istihbarat faaliyetlerini devam çabasını sürdürüyor ancak NATO’ya üye ülkeler teyakkuzda. Zaten güvenilmez olan Rus devlet birimlerinin itibarı hiçleşme sürecine giriyor.

Almanya-Fransa ayrışması derinleşiyor mu