Çankaya tepesi dumanlı.Cumhurbaşkanlığı seçimi sisler arkasında.
O halde kayan gölgeleri değil, kalıcı ilkeleri konuşalım.
Önce
Anayasa Komisyonu'ndaki
FP ve
DYP'nin
"Cumhurbaşkanını halk seçsin" önergesi...
Avrupa'nın
17 ülkesinde cumhurbaşkanlarını halk seçiyor.
9 ülkesinde ise Meclis...İki sistemin
Anayasa yapıları birbirinden çok farklı.
1982 Anayasası, halkın seçtiği
"başkanlık" ya da
"yarı başkanlık" sistemine göre yapılanmış değil.
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören bir
Anayasa değişikliği,
Türkiye'nin siyaset mimarisini çarpıtır.
Zaten bu önergenin şansı yok.
Ancak...
Hükümet ortaklarının
aynı kişinin iki kez cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamak için verdikleri
Anayasa değişikliği önergesine
- belki - çelme takabilir.
Çünkü...
FP - DYP önergesi,
Meclis'te reddedilirse hükümet önergesinin de,
"reddedilen yasa girişiminin bir yıl içinde yeniden görüşülemeyeceği" hükmü kapsamına
gireceği kuşkuları var.
O nedenle...
FP ve
DYP'nin
"halk seçsin" önergesi,
- herhalde - komisyonda bekletilecek. Hükümet ortaklarının
"aynı kişinin iki kez 5 + 5 formülü ile cumhurbaşkanı seçilmesi" önergesiyle
- belki de - birleştirilecek.
Bize göre abartılmış bir yorum.
Demirel ve istikrar
Herkes biliyor ki, hükümet ortaklarının verdikleri
Anayasa değişikliği önergesi, Demirel'i yeniden cumhurbaşkanı seçtirmeyi amaçlıyor.
"Grafiğinin en üst noktasındaki Demirel'in içte ve dışta etkinliği bir gerçek. Ama...
Bir tek şahıs için Anayasa değişikliği doğru mu?"
Ecevit ve
Demirel'in yeniden seçilmesinden yana olanlar, soruyu
"istikrar" diye cevaplıyorlar.
Bu görüş yadsınamaz.
Demirel'in yeniden seçilmesi halinde
devamlılığı görüyoruz.
Buna karşılık...
Seçilmezse, bir
belirsizlik hatta hükümetin sarsılmasına kadar uzanacak
siyasal sarsıntılar sezilmekte.
Ne var ki yaşı neredeyse yüzyıla yaklaşmakta olan
Cumhuriyetimizin istikrarı tek bir kişiye bağlamış olması da hazin.
Demirelsiz başka olasılıkları telaffuz etmek istemeyiz.
Ama...
Olacak şey değil ya(!) Demirel, örneğin
"siyaseti bırakıyorum. İslamköy'e çekiliyorum" dese, bu ülke istikrarsızlığa mı mahkum olacak?
Türkiye'de siyaset
"adam biçerek" yoksullaştırıldı.
Artık
adam yetiştirilmeli.Göründüğü gibi olmak
Başı dumanlı
Çankaya için
Meclis'teki oy hesapları şu satırlar yazılırken henüz ortadaydı.
Oynak olasılıkları ayrıntılarıyla yansıtmayalım.
Ancak...
ANAP'ın
5 + 5 Anayasa değişikliği önergesine attığı imzanın arkasında bütün halinde durmayacağı seziliyor.
ANAP'ın bu tutumu,
- Demirel bir kez daha seçilse de seçilmese de - ortak hükümette sıkıntılar yaratabilir.
Gerçi
"Anayasa değişikliği için grup kararı alınamaz, liderler grupları adına söz veremezler" denebilir.
Fakat...
Çok yakın geçmişte
Anayasa'nın 17 maddesi birden nasıl değişmişti?
Liderlerin aralarında anlaşması ve parti yöneticilerinin oylama sırasında adam adama markajı sonucu değil mi?
Gene aynı markaj uygulanamaz mı?
Belki...
Ama bir soru daha...
"Anayasa'da demokratikleşme için bu tavır anlaşılabilir fakat tek şahıs için milletvekillerine markaj doğru mu?" Öte yandan...
Bu
Anayasa ile cumhurbaşkanına verilen yetkiler iki kez değil, bir kez seçilmeye dayalıdır.
Aynı şahsın iki kez seçilmesi kabul edilirse, cumhurbaşkanının yargıdan idareye uzanan geniş bir yelpazedeki yetkileri de acaba yeniden gözden geçirilmeli mi?
Son söz...Seçenek yokluğunda, artılar ve eksiler şimdilik eşit görünüyor.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr