Anayasa değişikliği paketinde “sürpriz” deniliyordu. Gerçekten “12 Eylül 1980 ihtilalini yapan komutanlar için koruyucu kalkan olan Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılması” gündeme oturdu.
Böylece paketin tümüne destek sağlamak için bu madde turnusol kâğıdı gibi...
“Eğer söylediğin gibi gerçek demokratsan, darbelere karşıysan, renk ver...”
Nasıl ki turnusol kâğıdı aside batırıldığında farklı, baz yüklü sıvıya batırıldığında farklı renk veriyorsa, demokrat olanın da bunun gereği olan rengi vermesi gerekir.
Özellikle CHP bir süredir AKP’nin anayasa değişikliği önerilerine “Madem o kadar demokratsın, sivil anayasa için ısrarlısın, o halde 12 Eylülcüleri yargılamanın önünü aç, biz de oylarımızda destekleyelim” diyordu.
AKP siyaset satrancında 15. madde taşını öne sürerek CHP’yi sıkıştırmayı hedefliyor.
“Sözünün arkasında dur” mesajını veriyor.
Sadece CHP değil, Meclis’te temsil edilen diğer partilerin de elleri bağlanıyor.
Böylece paketin içindeki diğer maddelere de ellerinin mahkûm olacağı düşünülüyor olmalı.
Siyasette oyun bitmez
CHP’nin karşı oyunu ise şöyle:
“Sadece Anayasa’nın geçici 15. maddesini ayır ve getir oy verelim.”
Böylece sözünün arkasında durduğunu vurguluyor.
CHP’ye göre diğer maddelerden bazıları demokrasinin ilkelerine aykırı.
Özellikle HSYK’nın ve Anayasa Mahkemesi’nin yapılarının değiştirilmesi ve bu kurumların üzerine yürütme gölgesinin düşmesi gibi kuşkular var.
Üyelerin bir kısmının TBMM ve Cumhurbaşkanı tarafından seçilmesiyle HSYK’nın bağımsız ve tarafsız statüsünün iktidar lehine bozulacağı kanısında.
Ayrıca...
Siyasi partilerin kapatılması kararının TBMM’ye bırakılması da kuşku veriyor.
CHP, “Meclis’te çoğunluğa sahip AKP ya da bir iktidar partisi için kapatma kararını almak mümkün olmaz” görüşünde.
Yani...
Anayasa’nın geçici 15. maddesiyle örtülmüş diğer -kendilerince- “çapanoğlu maddelerinin” geçirilmesi oyununa gelmemek mesajını veriyor.
Ne var ki...
Paketin içinde başka “kitle desteği” hedefleyen maddeler de var.
Örneğin...
“Memura sendikalaşarak grev hakkı verilmesi” bunlardan biri...
Bunun anlamı, tıpkı işçiler gibi, memurlar adına da sendikalar devletle toplu pazarlık görüşmeleri yapacak, ücretlerin belirlenmesinde taraf olacak...
Memurlar için 2 yılda bir toplu sözleşmeler yapılacak.
Anlaşma olmadığı takdirde memurlar greve gidebilecek.
Grevin ikiz kardeşi ise lokavttır.
Yani, özel kesim işvereninin sendikayla anlaşmaması halinde lokavt ilan etmesi, çalışanların işlerine son vermesi.
Bu konu açık değil.
Ama...
Milyonu aşan memur kesimi için toplu sözleşme ve grevin çekiciliği inkâr edilemez.
Buna benzer başka “kitlesel oy mıknatısı” maddeleri de konmuş pakete...
Meclis’teki partilerin bunlara da karşı tavır koymaları zor...
En kötü ihtimalle “referanduma gidilmesi halinde” bu kitlesel oylar sandıklara “EVET”ler halinde girer.
12 EYLÜL VE HUKUK
Anayasa’nın geçici 15. maddesi kaldırılırsa, 12 Eylül’ü yapanlara yargı yolu açılır mı?
Hukukçulara göre 20 yıllık zamanaşımı dolmuştur.
Yargı yolu açılamaz.
Genel kanı böyle olmakla beraber bir başka anlayış “20+10” yıllık zamanaşımı söz konusu olduğudur.
Bu görüşe göre 12 Eylül 2010’a kadar zamanaşımı dolmaz.
O tarihe kadar dava açılabilir.
Ancak...
Hukuk böyle yorumlansa da o tarihe kadar dava açılması zor görünüyor.
Bir başka yaklaşım ise şöyle:
“12 Eylül ihtilal bildirimi emirle ve emir komuta zinciri ile idareye el koyduğu” yolundaydı.
Bu söylem TSK’nın o zaman ki tüm mensuplarını kapsamaktadır.
Bu kadar büyük bir sayı dava konusu olamaz.
Gerçi bu “fantezi” olarak ortaya atılan bir görüş ama tartışmaların nasıl genişleyeceği hakkında fikir verebilir.
ERMENİ TEHCİRİ
Başbakan Erdoğan’ın “Gerekirse Türkiye’de kaçak çalışan 100 bin Ermeniyi göndeririz” söylemi üzerine yankılar büyüyerek sürüyor.
Önce yıllardır Türkiye’de çalışan Ermenilerin tepkileri...
Biz Türkiye’den memnunuz. Burada yıllardır çalışıyor ve kazanıyoruz.
Ülkemize gitsek ayda 60 dolar alabiliriz, burada ise 600 dolar.
Türkler bize çok iyi davranıyorlar. Hiçbir şikâyetimiz yok.
Diaspora, Ermenistan’a gönderilmemiz halinde bize burada kazandığımız parayı verecek mi?
Diaspora, Ermenistan’a yatırım yapacak ve bize iş alanı sağlayacak mı?
Diaspora bizim gerçeklerimizden habersiz Amerika’da zengin ve mutlu yaşarken burada insanlarımıza “soykırım” kararı çabalarıyla kötülük yapıyor.
Böyle daha bir dizi benzer ifade...
Keşke bunlar dünya basınına yansısa...
Başbakan’ın “Geri göndeririz” söylemi amacını aşarak “tehcir” yıllarına çağrışım yaptırdı ama hiç değilse Ermeni kardeşlerinden diasporaya bu mesajların gitmesine de neden oldu.