Yunanistan'ın en çok dinlenen radyo kanalı
Flash, cuma günü bir program yayınlıyor.
Gazeteci
Aris Tolyos'un eski komünist milletvekili
Nikonis Andulakis ile bir konuşması...
Andulakis, Alman Şansölyesi Schröder, İngiltere Başbakanı Blair ve
Fransa Başbakanı Jospin arasında gizli bir antlaşmanın yapıldığını iddia ediyor.
"Non - paper" yani
"kağıda dökülmemiş" ya da
"imzalanmamış" bu antlaşma ile ilgili
bir belgenin elinde olduğundan söz ediyor.
Elindeki dokümandan satırlar okuyor.
Buna göre...
AB'nin üç büyüğü,
Türkiye için tam üyelik tarihi olarak
2011 yılını öngörmekteler.
Konuşmada ayrıca
Andulakis, Macaristan, Polonya, Estonya, Slovenya, Slovakya, Bulgaristan ve
Kıbrıs için de tam üyelik takvimlerini açıklıyor.
Örneğin...
Söz gelişi
Bulgaristan'ın tam üyelik süreci
2008 - 2011...
Kıbrıs'ın ise
2003 - 2011 olarak öngörülmüş.
Konuşmada başka ülkelerin, örneğin
Çek Cumhuriyeti'nin tarihi anılmıyor.
Andulakis bu birkaç örneği verdikten sonra
"hepsini saymayayım" diyor.
Aynı program pazar günü tekrarlanıyor.
Andulakis, elindeki belgeyi
AB Sosyalist Grubu'ndan sağladığını söylüyor.
Cumartesi günü ise
Yunanistan'ın ciddi gazetesi
Elefteropia'da bir yorum yayınlanıyor.
Bu yoruma göre
"Türkiye'nin AB'ye tam üyelik statüsü kazanmasına, Yunanistan'ın veto tavrı çok yanlış ve saçma bir politika..." İşadamları da değişti
Türk - Yunan İşadamları Konseyi Toplantısı için bizden bir grup işadamı
Atina'da...
Bugün Türkiye'de
NTV, Atina'da
NET TV aynı anda yayınlanmak üzere banda alınan bir tartışma programı yaptılar.
Adı
tartışma ama görüntüsü
yakınlaşma.
Müthiş bir muhabbet.
Yunan işadamları "artık politikacıların yanlışlarına alet olmayalım. Türkiye ile çok kapsamlı bir işbirliği yapmaya hazırız" diyorlar.
İnanılır gibi değil...
Daha yakın zamana kadar Atina'da medyadan ve kamuoyundan gizlenirdi.
Türk işadamlarıyla toplantı yaptıkları salonların kapısına "ŞİRKETİMİZİN GENEL KURUL TOPLANTISI VARDIR RAHATSIZ ETMEYİNİZ" yazısı asılırdı.
Nereden nereye?..
Şimdi toplantı, iki ülke televizyonlarında aynı anda yayınlanıyor.
Atina'nın nabzı
Atina Büyükelçiliğimiz de nabız tutuyor.
Daha gerçekçi yorumları var.
Değerlendirmeleri
"Atina'nın henüz net tavır koymadığı ve bir süre daha bekleği" yolunda.
Bunun ötesinde elbette spekülasyonlar var.
Örneğin...
"Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği için koyduğu ambargoyu Yunanistan'ın kaldıracağı... Ama bunun için önce Kıbrıs'da ikili görüşmelerin başlaması ve Kıbrıs'ın tam üyeliği için AB ile sürecin dondurulmaması, işletilmesi."Avrupa Parlamentosu'nda da bu söylentilere ters düşmeyen bir karar alındı.
AB Komisyon raporu bağlamında sızan ilk bilgiler de karamsarlık vermiyor.
Ancak...
Gene de
Atina Büyükelçiliğimizin ve bizim
Dışişlerimizin serinkanlı ve
gerçekçi değenlendirmeleri en doğru olanı.
Çok umut pompalamamak gerek.
Çok hevesli görünmek de yanlış.
Beklenti çıtası çok yükseklere konursa, içeride hayal kırıklığı yaratır.
Dışarıda ise
"tam üyelik için Türkiye, her ödünü verir" gibi yanlış izlenimler alınır.
Bu bakımdan...
İsmail Cem yönetimindeki
Dışişleri politikası, doğru mesajlar veriyor.
Ciddi, kendini aşağılatmayan, isteklerinde samimi ama yalvaran taraf değil.
Uzun ince yol
Aralık ayında Helsinki'den
Türkiye'nin tam üyeliği için ne karar çıkacak?
Bunu bekleyip göreceğiz.
Ama...
Helsinki her şeyin sonu değildir.
Yıllar önce
AB'ye tam üyelik başvurusunu yaptığı gün devrin
Başbakanı Turgut Özal "uzun ince bir ola girdik. Bu yol üzerinde çok acılar çekeceğiz ama yılmayalım" demişti.
Bu çizgiden gene ayrılmış değiliz.
Özal'ın işaret ettiği acı gerçeklere tanık olmaktayız.
Ama...
O ince uzun çizginin her ödün pahasına tek yol olmadığını da biliyoruz.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr