Başbakan Erdoğan 12 Haziran 2011 seçimini, Cumhuriyetin 100’üncü yılı olan 2023 hedefleri için yol haritasında “ara istasyon” gibi görüyor.
Kampanyasına bu psikolojiyi yansıtmak temelini oturtmuş.
Yani...
12 yıl daha AK Parti iktidarı fikrini toplumun bilinçaltına yazıyor.
Mümkün mü?
Başka demokrasilerden birkaç örnek:
“Japonya’da Liberal Demokratlar 1993-1994’te 10 yıllık bir kesinti hariç 54 yıl sürekli iktidarda kaldı.”
Yarım yüzyılı aşan süre ülkeyi aynı partinin yönetmesi, siyasette önemli bir laboratuvar deneyi.
Zorbalık, baskı, çizgiden sapmalar yok.
Demokrasinin kuralları ve kurumlarıyla işlediği bir ülkedir Japonya.
İngiltere’de Tahatcher’in başbakanlığında Muhafazakâr Parti üst üste 3 seçim devresi iktidardaydı.
Fransa’da Sosyalist Partili François Mitterrand 14 yıl başkanlık yaptı.
Başbakan Erdoğan’ın 2023 hedefi için kişisel hikâyesi 2003 yılından başlayarak bugüne kadar 8 yıl kesintisiz başbakanlık...
Kamuoyu araştırmaları 12 Haziran seçimlerinden sonra da başbakanlığının süreceğini gösteriyor.
2014’te Cumhurbaşkanı seçilmesini öngören takvim yapraklarına “5’er yıldan üst üste 2 kez, toplam 10 yıl Çankaya” kaydı düşülmüş.
Bu da 11 yıl başbakan, 10 yıl cumhurbaşkanı olarak 21 yıl kesintisiz iktidar ve Cumhuriyetin 100’üncü yılını Çankaya’da karşılamak kariyer çizgisini yansıtıyor.
Bir başka hukuk yorumu ile Cumhurbaşkanı seçiminin 2012’de yapılacağını sanmıyorum.
Yapılanmayı temelinden değiştirecek, yeniden inşa edecek “başkanlık sistemi” ve “yeni anayasa” ve de büyük olasılıkla referandum, üstüne üstlük cumhurbaşkanı seçimi...
Bunların hepsinin sadece 1 yıla sığdırılması çok ama çok zor.
O nedenle Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne geçiş tarihinin 2014 olması daha gerçekçi.
Tabii “gerçekçi” sözcüğünü bugünden, yakın geleceğe projeksiyonla kullandım.
Türkiye netamelidir.
24 saat, politikada, uzun süredir.
Hesaplar, planlar, öngörüler değişebilir.
Fakat...
2023 hedefi siyaset matematiği ötesinde, siyasetin yakın süreçte değişecek gibi görünmeyen performans kriterlerine de çok aykırı görünmüyor.
21 yıllık takvime göre kullanın oylarınızı...
BEYNE UÇUK YAPTIRAN TEKLİF
Boğaz’da bir mekânın terasında Galatasaray Başkanı Adanan Polat ile kardeşi ve birkaç yöneticiyle karşılaştık.
Bir süre lafladık.
Psikolojisini yansıtan konuşmalarımız aramızda kalsın.
Ancak yönetime talip olanların Polat başkanla ayrıntılı bir konuşma yapmalarında büyük fayda var.
Hatta...
Biz Galatasaraylıların yararlarına saygı gereği bu bir zorunluluk da...
Büyük projeler var, bunlar ıskalanmasın.
Ayrıca yeni yönetimi oluşturacak kadro Işın Çelebi’yi de dinlemeli.
Aslantepe’nin hayata geçirilişinin her dakikasında Çelebi’nin ter damlası vardır.
Riva projesi çok önemli...
Çelebi keşke yeni yönetim listesinde de olsa.
ARDA OLAYI
Adnan Polat’tan dinlediğim “Arda olayını” yansıtayım.
Arda gitsin mi, kalsın mı?
Bence “Arda’yı kazanmak istiyorsak gitmeli...”
Bu kadar DNA’sı Galatasaray olan bir genç adamı kırmak, inandığı değerleri sarsmak hainliği nasıl yapılabildi anlamak mümkün değil.
Polat anlatıyor:
Fenerbahçe Arda’ya yılda 5 milyon euro teklif etti.
Bizden yılda 1 milyon euro alıyor.
Kafasını dağıtmak bir yana beynini bile uçuklatacak bir miktar bu.
Florya tesislerinde çağırdım odama.
Ona olan en güzel duygularımızı bir kez daha hissettirecek kısa bir konuşma yaptım.
Sonra masanın üzerine bir kâğıt bir de kalem koydum.
“Al bunları. Bir odaya kapan. Kâğıda istediğin rakamı yaz gel. Ödeyeceğim.”
Gitti.
Çok geçmeden geldi.
“Başkanım çok teşekkür ederim. Hiçbir rakam yazmadım. Ben Galatasaraylıyım. En değerli olan şeyim bu. Siz neyi yazarsanız kabulümdür.”
Arda’ya bağıranlar, küfür bile eden edepsizler, onun futbolundaki estetiği, yüreğindeki güzelliği, Galatasaray DNA’sını anlayamayan sizler bu yaptığınızın nasıl büyük bir haksızlık, vefasızlık, kadirbilmezlik olduğunu anlıyor musunuz?
Arda, sarı kırmızılı formayı şerefle taşımış, teriyle ıslatmış, oyunuyla ve zekâsıyla çok ender gelen büyük futbolcudur.
Onun bu yıl geçirdiği sakatlık üstüne bir de psikolojik yıkıntı ancak 1-2 yıl Avrupa’ya gitmesiyle belki izleri silebilir.
Travmaya terapi olabilir.
Dönüşünde tekniğini, deneyimini daha da zenginleştirerek Galatasaray’da aslanlar gibi oynar.
Fenerbahçe de çok istekli olmasın.
Bonservisini alırken, anlaşmasına Türkiye’de Galatasaray’dan başka takımda oynamasını önleyen öyle hükümler konur ki, bunları ne Fenerbahçe aşabilir ne de bir başka Türk takımı.
Arda zaten istemez ama üzerindeki baskıyı bu maddeler önler.