Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Usame bin Ladin'in, 11 Eylül kıyımının kendi planı olduğunu video bantta görüntülü itirafı güya "montajmış!.."
Bu vahşeti üstlenen vampiri lanetleyeceklerine bizden de birileri "montaj" iddialarıyla korumaya kalkışıyorlar.
Demokrasi ve insanlık zihniyetlerinin çukuruna dünyadan seslenişleri yansıtalım...
Dünkü New York Times'ta Elisabeth Bumiller'in yazısından özetler şöyle:
"Bulunan ve ABD'ye verilen video bant için bedel ödenmemiş.
CIA tarafından çevirtilmiş. 29 Kasım'da Başkan Bush'a bantın ele geçirildiği bildirilmiş. 30 Kasım'da Beyaz Saray'daki brifingde izlenmiş.
Başkan izledikten sonra bantın tam ve orijinalliği için çifte denetim yaptırılması uygun görülmüş.
CIA bantta Bin Ladin görüntülerinde hiçbir oynama, bozulma, değişiklik olmadığını saptamış.
Savunma Bakanlığı bununla yetinmemiş, Diplomatik Lisan Bölümü'nden George Michael ve Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Arap Dilleri program koordinatörü Kassem M. Wahba'ya, Bin Ladin ve yanındakilerin konuşmaları yeniden tercüme ettirilmiş.
Daha önceki tercümeyle karşılaştırılmış.
İkisinin de aynı olduğu saptanmış.
Daha sonra CIA uzmanları banttaki Bin Ladin sesiyle, Bin Ladin'in daha önceki video bantlardaki seslerini karşılaştırmış. Her olasılık göz önüne alınarak
'sesler aynı' sonucuna varılmış."
Yani...
Bu bantın yayına verilmesinden önce, ileri teknoloji kullanılarak ve ABD'nin en iyi Arapça uzmanlarından yararlanarak bantların "düzmece olmadığı" saptanmış.
Tabii moleküler düzeyde de olsa - sadece bu değil her dosyada - yanılma mümkün.

Fakat gözlerini bu görüntülere kapamak, kulaklarını söylemlere tıkamak anlaşılır gibi değil.
Olsa olsa...
Belki 5 bin masumun kanına giren terör manyaklarının sırıtarak insanlık suçlarını anlatışlarını bir kabus gibi algılamış, gördüklerine ve duyduklarına inanamamış olduklarını varsaymalıyız.
Yoksa 21. yüzyıl Drakula'sıyla aynı çizgide nasıl olabilirler?
Cinayette parmak izleri olmasaydı bile Bin Ladin ve yanındakilerin katliamdaki çılgınlığını, iğrençliğinı paylaşan zihniyet izleri yadsınabilir mi?
İkiz kulelerin çöküşünden, binlerce masumun ölümünden nasıl da keyifliydiler!
Onları savunmaya kalkışmak hazin.

Simon Reeve, YENİ ÇAKAL'LAR adlı kitabında Usame bin Ladin ekseni etrafında küresel islami terör örgütlerini anlatıyor.
Dehşet verici bir şiddet haritası.
Kıyametin kanlı izler bırakarak yaklaşımı.
Milenyum kıyımının ufukta görünmekte oluşu.
Usame bin Ladin yakalansa ve yok edilse dahi bütün dünyaya yayılmış yandaş örgütleri, erişilmez hücreleri, 60 bin dolaylarında oldukları tahmin edilen militanları, gizli servislere kadar sızmış güçlü destekleri, canlı bomba olarak davaya adanmış yüzlerce fedaisi, biyolojik ve kimyasal silahları...
Nükleer çantaları var.
İşte terör ağından ilmikler.
Keşmir ve Çeçenistan'da Harekat - ül Cihat - ı -İslami.
3 bin savaşçısı olan Özbekistan İslami Hareketi.
4 bin
savaşçıya sahip Cezayir'i kana bulayan Selafici İbadet ve Savaş örgütü.
Arnavutluk, Bosna, Hırvatistan, Kosova ve Romanya'
daki Bin Ladin ile bağlantılı örgütler.
En geç 5 yıl içinde ikinci Afganistan olacak diye bakılan İttihat el İslamiye Örgütü'nün elindeki Somali.
El Kaide'
nin, Mısır ve Orta Doğu, hatta Rusya ve eski peyklerindeki terör örgütü ve mafya bağları.
ABD ve Avrupa'daki hücreleri.
Müthiş mali kaynakları.
Terör simgesi artık Çakal Carlos değil, Bin Ladin...
Yeni Bin Ladin'
lerden kaygı büyük.
Onlar Carlos gibi sıradan terör maceracılarından değil.
3. milenyumun kıyamet çakalları.