Başbakan Davut-oğlu’nun “CHP ile daha ilerideyiz” açıklamasına dayanarak yazıyorum.
AK Parti - CHP arasında “Büyük Koalisyon” kurulursa öngörülen bakanlık sayısı 30’muş.
Hatta...
“AK Parti için 20+1... CHP için de 10+1” formülüyle bu sayı 32’ye çıkabilecekmiş.
Bu durumda bakanlıklara bağlı kurumlar ve bakanlık görev tanımları yeniden belirlenecek.
Türkiye’nin ihtiyacı olan ciddi ve kalıcı bir koalisyon kurulacaksa “3 büyük sorun” yeniden düzenlenmeli.
......................
BİRİNCİSİ “KÜRT SORUNU...”
Bu konu, başka hiçbir alana bakmayacak bir “Başbakan Yardımcısı’na” bağlanmalı.
Gerçi gene bir Başbakan Yardımcısı uhdesindeydi ama adı konulmamıştı.
İnisiyatifi, yetkisi, sorumluluğu, çerçeve olarak çizilmemişti.
Bu defa çok “net” olarak adıyla, misyonuyla, yetkisiyle tanımlanmalı.
......................
İKİNCİSİ “GÖÇMEN SORUNU...”
Sadece Suriye’den sığınmacı/göçmen sayısı 2 milyonu aştı.
Buna -Avrupa’ya kaçak girmek için- Afganistan’dan, Pakistan’dan, Irak’tan hatta Afrika’dan gelenleri de ekleyin.
Bunların çoğu Türkiye’de kalıyor.
Türkiye nüfusunun 20’de 1’i bu sığınmacılar / göçmenler / kaçaklar.
Polisiye vakalar aritmetik diziyle katlanıyor, Türkiye’nin her yeri dilenen sığınmacılarla dolu.
Kış aylarında kapanan sahillerdeki turistlik tesislerde -oralarda bırakılan bekçilere ödeme yaparak- geceliği 5-10 TL’ye -kaçak- kaldılar.
Yaz geldi bu tesisler açıldı.
Onlar da sahil parklarında, ağaç altlarında kötü şartlarda yaşamaya çalışıyorlar.
Tatil beldeleri polisiye suçların tehdidi altında.
Görüntüler de hem acı veriyor hem de hiç hoş değil.
Türkiye’nin acilen “bir göçmen / sığınmacı” politikası saptaması ve yarattıkları bu sosyal doku bozukluğunu onarması gerekiyor.
Türkiye kadar büyük sorun oluşturmasa bile çoğu Avrupa ülkesinde bir “göçmen bakanlığı” yıllardır var.
Suriye’den ilk göç dalgaları başladığında AK Parti hükümeti “Kırmızı çizgimiz 100 bindir, daha fazlasını kabul edemeyiz” açıklamasını yapmıştı.
Onları kamplara yerleştirmişti.
Sonra...
Yüz binler milyona evrildi, 2 milyonu da aştı.
Kamp mamp artık bu sayıyı karşılayamazdı.
“Salıverildiler Türkiye’nin topraklarına, mevlam kayıra” acı gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Ne siyasi, ne sosyal, ne insani bir politika var.
Bu boş vermişliğin, akıl dağılmasının yerini en kısa zamanda fizibilitesi olan ve siyasi olarak desteklenen bir politikanın alması gerekir.
Yetkilisi ve sorumlusu da “göç bakanlığıdır.”
......................
ÜÇÜNCÜSÜ “TRAFİK BAKANLIĞI...”
Türkiye nüfusunun 3’te 1’inin yaşadığı İstanbul “dünyanın trafiği en kötü birinci kenti” olarak sıralamanın tepesinde.
Daha önce “en kötüler zirvesinde” yer alan Moskova’yı da geçti.
Bu keşmekeş diğer büyük şehirlere de yayılmakta.
İnsanlara “illallah” dedirtiyor. Uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Çözüm sadece belediyelere bırakılmayacak kadar büyük.
Ankara’da bir “trafik bakanlığının” uhdesinde makro planlamaları ve uygulamaları gerektiriyor.
......................
Metal yorgunluğu gibi iktidar yorgunluğu da zamanın getirdiği bir gerçektir.
Yeni bir heyecanı yaşayacak bir bakanlar kuruluna ihtiyaç var.
......................
Okuyucularımızın bayramını kutluyorum.
