SEÇİMLER üzerinden bir ay geçti.
“Hükümet kurulması” için “tık” yok.
Kurulmayı bırakın hükümeti kurma görevi bile verilmedi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından.
Bu görüntü için “3 yorum” ve “1 durum” yansıtayım.
....................
Önce yorumlar...
Cumhurbaşkanı Erdoğan neden hala Meclis’te en büyük grubu olan partinin başkanı Davutoğlu’na “hükümeti kurma” görevini vermiyor.
Şekil unsuru olarak Meclis Başkanı seçimi sonrası “Başkanlık divanı”nın da oluşmasını beklemek belki bir izah ama şart değil.
O nedenle yorumlar yapılıyor.
1- Cumhrubaşkanı Erdoğan hükümet kurulması için fazla istekli değil.
En geç Kasım’da “seçimlerin yenilenmesi” kararını alabileceği bir ortamın oluşmasını bekliyor.
“Bakın seçimlerin üzerinden şu kadar ay geçti hükümet kurulamadı, kurulacağı umudu da yok. O halde kararı halk versin” diyeceği ortamdan sözediyorum.
Erdoğan’ın hesabı “AK Parti oylarının artacağı, HDP’nin gerileyeceği ve yenilenen seçimde sandıklardan tek başına AK Parti iktidarı çıkabileceği” mi?
Böyle düşünenler hiç de az değil.
AK Parti tek başına iktidar olursa Cumhurbaşkanı Erdoğan elbette devlet yönetiminde çok daha “dominant” olabilir.
Karşısında “Anayasal sınırlarınıza çekilin” diye diklenecek bir koalisyon ortağı bulunmaz.
Hatta...
“Başkanlık sistemi eksenli” yeni bir Anayasa için referanduma gitmeyi hedefleyen şansları da üretmeye çalışabilir.
Yani...
Yeni seçim “Beştepe” için her şeye rağmen umut ışığıdır.
Kasım seçimlerinde oyların dağılımı 7 Haziran gibi olursa en karamsar görüntüyle bugünkü Meclis aritmetiği ortaya çıkacağı için “Kasım’da sandıkları kurmak” gene de bir şey kaybettirmez...
Denenmesi gereken bir umut adımı olur.
2- Zaman kazanılması, belki de Meclis aritmetiğinde ciddi değişikliklere zemin hazırlar.
Partilerden kopmalarla AK Parti’nin tek başına iktidar olabileceği bir oy desteği sağlanabilir.
Bu da bir yorum.
Ama...
Devşirmelerle kurulan hükümetler hem partilerine itibar kaybettirmiştir hem de kalıcı olmamıştır.
3- Kasım’a kadar özellikle Suriye konusunda silahlı kazanımlar, AK Parti’ye oy getirisi yapabilir.
Hatta Meclis aritmetiğinde bazı kaymalarla AK Parti milletvekillerine ek sayısal destek de sağlayabilir.
....................
Bir de “durum” saptaması yapalım.
Bu seçenekler Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendi geleceğiyle ve partisinin, ülkenin geleceğiyle “örtüşmüyor” denebilir.
Eğer bir ortak bularak “hükümet kurabilirse” yeri, statüsü sağlamlaşır, hükümet ve partisinde “dominant” konuma gelir.
Beştepe’yle arasını açmadan “n’apıyım ortağımız kabul etmiyor” gerekçesine sahip olarak hükümet politikasını çizmek ve uygulamak gücünü kazanabilir.
...................
İşte “3 yorum” ve “1 durum...”