DYP'nin sağduyulu isimlerinden eski Milli Savunma Bakanı ve şimdiki Grup Yöneticisi Turhan Güven şöyle dedi:
"Devletin ciddiyeti vardır.
Türkiye, bir söz vermiştir.
O sözünü yerine getirmelidir.
Avrupa İnsan Hakları'na taahhüdümüz doğrultusunda, Meclis'ten bir karar çıkarmalıyız."
Turhan Güven'in devlet adamlığı izlerini taşıyan bu söylemi, TBMM'de bugün DGM'lerin sivilleştirilmesi için yapılacak Anayasa değişikliği oylaması bağlamındadır.
Eğer DGM'lerdeki askeri hakimlerin yerini sivil hakimlerin almasını öngören bu Anayasa değişikliği, 367'nin üzerinde olumlu oyla kabul edilirse, halkoyuna gidilmeksizin gerçekleşmiş olacaktır.
DYP'nin rengi
Peki...
Oylamada
367'nin üzerinde
kabul oyu çıkar mı?
Dün ilk oylamada oy sayısı
375'ti.
Bu rakam umut vericidir.
Ancak daha sonraki saatlerde maddelere geçilmesi ve tasarının tümü için oylamalarda kabul oyları
358'e kadar düşmüştü.
330 - 367 arasında kabul oyuyla bir
Anayasa değişikliği ise, referandumu, yani halkoyuna gidilmesini gerektiriyor.
Ancak...
Turhan Güven'e göre bu tehlike çok zayıf bir olasılık.
DYP yönetimi, gerçi milletvekillerini serbest bıraktı... Zaten
Anayasa değişikliği için oylamalarda grup kararı alınamaz.
Ama...
DYP'li milletvekillerine şöyle bir işaret verildi:
"Bu girişimi eleştirebilirsiniz.Ama oylarınızı sağduyu doğrultusunda kullanınız."
Zaten son oylamada,
DYP milletvekillerinin hemen hemen yarısı olumlu oy kullanmış.
Tansu Çiller'in de işareti bu yönde.
Gerçi
DYP yönetimi, bu değişikliğin sırf tek bir kişi, yani
Abdullah Öcalan için yapılıyormuş gibi bir görüntü vermesini eleştiriyor.
Ama...
367'nin üzerinde oy çıkmamasının,
Türkiye'ye hangi sancıları çektireceğini de görüyor.
DYP, TBMM'de yapılacak bugünkü oylamanın kilit partisi.
FP, nasıl olsa karşı tavır aldığı için iktidar ortaklarının verebileceği oy firesini
DYP'nin
40 dolaylarındaki oyu karşılayabilmeli.
Nabız
Uluç Gürkan, gazetecilik yıllarının deneyimini
Meclis yönetimi ile, çok yönlü diyaloglarıyla sürdürdü.
Meclis'in nabzını en iyi tutanlardan biridir.
Onun kanısı da
"Anayasa değişikliği için bugünkü oylamada 367'nin üzerine çıkılacağıdır."Uluç Gürkan'a göre
"çarşamba gecesi, oyların 375 gibi umut verici bir rakamla başlayıp, 358'e kadar düşmüş olması yanlış anlaşılmamalı.
Çünkü...
- Bu son oylamalar gecenin geç saatlerinde yapılmıştı.
- İktidar milletvekilleri, maddelere geçiş ve tasarının tümü için oylamaların kritik olmadığını biliyorlardı.
- Avrupa Konseyi toplantılarına katılan 8 iktidar milletvekili, bugünkü oylama için Türkiye'de olacaklar.
Oylamada 367'nin aşılmaması sürpriz olur."
Plağın tersi
Oylamanın böyle bir sağduyu yansıtan sonucu vermesi, aklın yoludur.
Aksi halde bir de plağın tersini dinleyelim.
368 oy bulunamıyor.
Türkiye, DGM'lerde askeri hakim gibi çok duyarlı bir konu için halkoylamasına gidiyor.
Konuyu,
demokrasi örtüsü altında,
orduyu yıpratmak hedefine çekmenin fırsatını arayanlar için bulunmaz bir fırsat.
Hele bir de referandumun ekseni
Abdullah Öcalan olursa...
Öyle ya tam
terör örgütü başı Öcalan yargılanırken
DGM'lerden asker üyenin çekilmesi konusu
- aslında bu istek daha geçen yazın sonlarında Org. Kıvrıkoğlu'ndan gelmiş olmasına karşın - halkoyuna sunulmuş olacak.
Televizyonlarda, radyolarda, gazete sütunlarında, meydanlarda bu konu tartışılacak.
Bu ülkeyi seven,
Türkiye için yüreğinde sorumluluk duyan hiç kimse böyle bir manazaraya oylarıyla katkıda bulunamaz.
Gerçi oyların
358'den aşağı olması halinde,
Cumhurbaşkanı'nın tasarıyı yeniden
Meclis'e göndermek yetkisi var.
Ama...
Bir kez daha
Meclis tartışmaları ve oylamalarıyla
Öcalan'ı büsbütün gündeme taşımak, akıl, sağduyu ve sorumlulukla bağdaşır mı?
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr