50 kişilik orkestrayla 1 kişiye konser
The Grand Tarabya’nın muhteşem manzarasında Neslihan Atagül, Kadir Doğulu ve Karsu Dönmez’le keyifli, müzikli sohbet...
USTA yazar Peyami Safa’nın 1930’lu yılları anlattığı Fatih-Harbiye romanı TV ekranlarında...
Dizinin Neriman’ı Neslihan Atagül ve Macit’i Kadir Doğulu Şeffaf Oda konuklarım...
Bu sohbete bir de müzik harmanı...
Karadeniz türküsünden Jaza uzanan müzik yelpazesiyle Amsterdam doğumlu Türk sanatçı Karsu Dönmez...
Carnegie Holl’da da çaldı ve söyledi. Eski ABD Başkanı Clinton da onu dinleyenlerden biri.
Karsu’nun kalbinin yansımasına bir örnek...
Karsu, tamamı Hollandalı sanatçılardan oluşan 50 kişilik bir orkestrayla turnelere çıkıyor. Orkestra otobüste yaşıyor.
Orkestranın dünya rekoru varmış.
Türkiye’ye de tur yapıyorlar. Nevşehir, Kırşehir, Antakya, Kapadokya...
Devamını Karsu’dan dinleyelim:
“Menajerime telefon geldi. Kapadokya’da dağlarda yaşayan bir adam var. Kanser, 2 haftalık ömrü kalmış. Ona da konser verebilir misiniz? Sırtladık bütün eşyaları dağlara tırmandık. 50 kişi, en önde ben solist olarak... Gittik çaldık. Adam çok şaşırdı. Dağın içinde bütün orkestrayla çalmaya başladık. Adam nasıl ağlıyordu nasıl ağlıyordu... İnanmıyorum siz benim için mi geldiniz diyordu. Mozart çaldık. Adam belki hayatında hiç Mozart dinlemedi ama bir beğendi. Hanımıyla el ele tutuştular ağladılar.
Benim için bu, en güzel konserim. Yemin ederim.”
Karsu bunları anlatırken gözleri doluyor...
......................
Karsu Türkiye’deki ilk büyük konserini Cemal Reşit Rey’de geçtiğimiz hafta verdi.
Muhteşemdi. Ayakta alkışlandı.
8 yaşında oyunculuk aşkı
8 yaşında bir kız çocuğu...
Babasıyla film izlerken “ben oyuncu olacağım” diyor.
Babası başını okşayarak “olursun kızım” diyor.
13 yaşında bilinmeyen numaralardan Neşe Erberk’in numarasını alıyor. Arayıp onun ajansının adresini öğreniyor. Annesine “beni bu adrese götürmenizi istiyorum” diyor.
Sonra İlk Aşk filminde canlandırdığı Bahar karakteri ona Umut Veren Kadın oyuncu ödülünü getiriyor.
Yaprak Dökümü’nde Deniz, Araf’ta Zehra olarak karşımıza çıkıyor.
Neslihan Atagül, Araf’la en iyi kadın oyuncu ödüllerini topluyor.
Türkiye’nin ötesinde Hindistan, Moskova ve Tokyo’dan da ödüllerle dönüyor.
Doğulu’nun boks tutkusu
KADİR Doğulu oyuncu olmak için olmayana ergi metodunu benimsemiş.
Neyin olacağını görmek için nelerin olmayacağını öğrenmiş.
10-12 yıl memleketi Mersin’de turizm sektöründe çalışmış. Menajerlik de yapmış, amatör boksörmüş.
Sonra oyunculuk...
Adalet onun “motto”su.
“Diyelim ki sana yanlış yaptım. Vücut dilinle nasıl uyarırsın beni” diyorum.
Gömlek kollarını yukarı doğru katlıyor ve pazıları ortaya çıkıyor...
Hande Subaşı için çok kişi “keşke Muhteşem Yüzyıl’da oynasa” görüşünü paylaşıyor.
İSTANBUL’DA PORTOFİNO LEZZETİ
MÜBARİZ Masimov’un Edition Oteli tıpkı Bodrum Yalıkavak Marina gibi ezber bozan farklı bir konsept. Otelin Prof. Osman Müftüoğlu imzalı “Yaşasın Hayat” spası vaha gibidir.
Aynı binada hizmet veren Cipriani restoran ve Billionaire cuma gecesi sezonu açtı.
Önce Cipriani’de tadım vardı.
İtalyan şef döktürmüş.
Portofino tarzı kerevit ve taze porçini mantarla başlangıç nefisti.
Bir de taze yapılmış vanilyalı dondurma... Nasıl da hafifti.
Bu ikisini özellikle belirttim.
Toscana’nın Merlot üzümlerinden şarabı rüya gibiydi.
Merlot, Bordeaux’nun “burjuva” şarabı diye bilinen üzümdür.
Etrafta mankenler, sanatçılar hoş bir sosyal doku oluşturmuştu.
Bir yeri güzel yapan diğer faktörlerin yanı sıra insan faktörüdür.
Ardından...
Gece Billionaire’de sürdü.
Mübariz Masimov’un Bodrum’daki Palmalife’ını da üstlenen Müftüoğlu hocanın müdavimleri oradaydı. Onları incelten, detoks süreçlerinden geçmiş isimler arasında Hadise de var.
Bana göre Hande Subaşı gerçekten bir önemli fark. Onu hep “keşke Muhteşem Yüzyıl’da olsa” diye düşünerek izlerim.
Gece yarısından önce noktayı koydum. Evde kitapla terapiye geçiş yaptım.
40 yaş altı sanatçıların yapıtlarını sergileyen İstanbul74’ün sahibi Demet Müftüoğlu Eşeli ile serginin Yunan asıllı küratörü İsabella İçöz ve bir dostları...
40’TAN AŞAĞILARDAN SANAT
ERTUĞRUL Özkök son kitabında 40’lı yaşlardaki kadınları anlatır.
İstanbul, Karaköy’deki “İstanbul’74” galeri 40 yaş altındakilerin yapıtlarını sergiliyor. Bu bağlamda Vogue’de sanatçıların katılımıyla bir yemekte buluşuldu. Davetin sahipleri Demet Müftüoğlu Eşeli ve İsabella İçöz’dü.
Galerinin sahibi Demet, küratörü ise İsabella... Hollanda’da üretilen ve “ipek gibi” diye anılan votkanın sunulduğu gece sanatla uçtu. Benim ayrıca keyif aldığım bir sohbet de “Eve Dönüş Sarıkamış 1915” eksenliydi.
Demet Müftüoğlu’nun eşi Alphan Eşeli filmin yönetmeni. İki de ödül alan bu sanat filmi gibi yapıtları ne yazık ki yeterince topluma duyuramıyoruz. TV kanalları bu tür filmleri finanse ve teşvik etmeli.