Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Can Dündar’ın Cumhu-riyet’teki “HDP’nin dışarıdan desteğiyle AK Parti iktidarı” yazısı çarşıyı karıştırdı.
Beyaz Türkler coğrafyasında bir soru işareti oluştu.
Şöyle ki:
......................
Sayıları hiç de az olmayan Beyaz Türkler “sırf AK Parti ve Erdoğan nedeniyle 7 Haziran’da HDP’ye oy vermek eğiliminde, hatta kararlı.”
HDP barajı aşarak Meclis’e girerse AK Parti’nin tek başına “başkanlık sistemi ekseninde yeni anayasa yapacak 367 milletvekiline ulaşması” mümkün değil.
Simülasyon hesaplarına göre yeni anayasa yaparak Meclis’ten referanduma götürecek 330’u da sandıktan çıkaracak gibi -hiç- görünmüyor.
Ama...
Zayıf bir çoğunlukla yeniden tek başına iktidar olması ihtimali için ibre yüzde 50’nin biraz üstünde AK Parti’ye yakın olmakla beraber, tersi de olmayacak şey değil.
Bu son ihtimali gerçeğe dönüşmesi için Beyaz Türkler arasında “Sırf barajı aşsın, AK Parti iktidar olmasın diye HDP’ye oy verelim” muhabbeti uzun süredir yapılmakta.
Şimdi...
Can Dündar’ın yazısıyla “HDP’nin dışarıdan desteğiyle gene AK Parti iktidarı” söylemi devreye girince testide çatlaklar başladı.
“AK Parti gitsin diye HDP’ye vereceğimiz oylar AK Parti iktidarına payanda mı olacak” sorgulamasına kapı araladı.
Üstelik...
Çok yakın tarihte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurmayı Binali Yıldırım’ın bir “öngörüsü” de vardı.
“AK Parti tek başına iktidar olmasa bile azınlık hükümeti olarak devam eder. 1 yıl içinde yeni genel seçime götürür” söylemiyle örtüşmesi bu kuşkuları proteinledi.
Aksi halde yani dışarıdan destek olmazsa AK Parti Meclis çoğunluğu olmamasına karşın nasıl ve neye dayanarak azınlık hükümeti kurabilir, ülkeyi bir yıl içinde genel seçime götürebilir?
Gerçi Cumhur-başkanı’nın takdiri ve inisiyatifiyle ve Meclis’in hükümet çıkaramaması halinde böyle bir siyaset macerası yaşanabilir ama zor ve karışık.
Küçük bir partinin dışarıdan desteği alınarak seçime kadar azınlık hükümeti daha bir ağırlıklı formül.
.......................
Ancak...
Dün bu ihtimali de hayli zayıflatan gelişmeler oldu.
Önce...
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş “İçeriden, dışarıdan AK Parti’ye destek yok. Cumhuriyet’teki yazı kötü niyetli değil ama yanlış algılama” diye bir açıklama yaptı.
Bunun “kesin olduğunu” birkaç kez vurguladı.
Can Dündar ise “satırlarının, Demirtaş, Önder ve diğer HDP kurmaylarıyla konuşmalarından edindiği izlenim olduğunu” söyledi.
Bugünkü yazısında da “söylem/demeç” değil, sadece “benim edindiğim izlenimlerdi” diye yazacaktı.
Can “of the record (yazılmamak kaydıyla)” ve “on the record (yazılmak üzere)” nedir, iyi bilir.
Deneyimli ve ilkeli gazetecidir.
Bir de tırnak içine alınmayan, gazetecinin edindiği izlenimleri yansıtan satırlar vardır.
Can Dündar’ın satırları da böyle algılanmalı.
Demirtaş “Hayır, ne içeriden destek veririz, ne de dışarıdan” diyorsa sorun yok.
Ancak...
“HDP’ye emanet oylar akışı üzerinde beliren tereddüt bulutlarını uzaklaştırmak için ret rüzgârını sürdürmeli...”
.......................
Son 13 yılın üzerinde en fazla belirsizlikler dolaşan seçimine giriyor Türkiye...
Siyasetin kimyasında şimdiden öngörülmeyecek karışımlar, kokteyller her zaman mümkündür.