AHMET Hakan’ın “Tarafsız Bölge”si pazartesi gecesi duyarlıkların çıplak sinir uçlarına dokunuşlarla bir “demokratik tahammül testi” gibiydi.
Her an çömlek burada patlar dedirterek sürdü.
Ve...
Bir patlama olmadı.
Ahmet Hakan’ın konukları siyasetçiler olsaydı, orası çoktan karışırdı.
Ağır hakaretler havada uçuşurdu.
Belki itiş kakış bile olurdu.
Konuyu ve katılımcıların bazı söylemlerini yansıtayım bu -şarta bağlı dili geçmiş- tahminimin gerçekçi olduğunu teslim edeceksiniz. Kelimesi kelimesine değil ama genel anlamı ve mesajıyla söylenenler şöyle:
DİN VE AHLAK
KONU başlığı “dindar gençlik yetiştirmek”ti.
- Beyaz kısa sakallı beyaz saçlı, mavi İtalyan stili gömleğini kravat takmadan yakasını ilikleyerek giymiş parlak madeni düğmeli lacivert blazer ceketli, ses tonu ve üslubu etkileyici İslam bilgini “elbette dindar gençlik yetiştirmek ahlak için önemlidir. İnanç, kişiye daha ahlaklı olması için yol gösterir” mesajını veriyor.
- Siyaset dünyasında da saygın olan profesör “yetiştiremezsiniz. Bunu yapacak yeterli insan stokunuz yok. Önemli olan dindar başlığı altında endoktrine olmuş gençlik değil, iyi bilgi donanımlı, geniş vizyonlu, araştırıcı, düşünen, eleştirel bakabilen gençlik yetiştirmektir.
Okullara tablet (bilgisayar) dağıtılıyor.
Ama...
Tabletin içindeki bilgi sınırlı ise, geniş vizyon edinmeye olanak veren araştırmalara kapanmış ise çağdaş nesil yetişmez.”
- ODTÜ Üniversitesi’nden felsefe profesörü “Yahudilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık; bu 3 semavi din gelmeden (inmeden) önce insanlar ahlaksız mıydı?
Aristo ahlakı çok önemlidir.
Ayrıca bu günlere bakalım, İslam’ın dışındaki tüm insanlar ahlaksız mı?”
- İktidara muhalif İslam uzmanı yazar:
“İnsanların içinde ahlak cevheri vardır. Din bu ahlak cevherinin daha da öne çıkmasını, aktif hale gelmesini sağlar.
Ama...
Bu iktidar döneminde dindar nesil değil o cevheri içlerinde taşıyanlardan müteahhit nesil ortaya çıktı.
Para kazanınca zengin semtlere geçerken evlerindeki dini kitapları sahafa veriyorlar.”
- Beyaz saçlı, blazer ceketli İslam bilgini “dikkatli okuduğunu anlayan inançlılar için Kuran’da ahlakın bulunduğunu” anlatıyor.
“İnsanda ahlak cevherinin var olduğunu, İslam’ın bütün semavi dinlerin en sonuncusu ve mütekamili olduğunu, insan içindeki cevheri en etkili çıkartan özünü” dile getiriyor.
- Ateist Yahudi kökenli gazeteci yazar: “dinleri de insanoğlu ortaya çıkarmıştır/oluşturmuştur.
Din ahlakı değil ahlak dini oluşturmuştur.”
(İşte burada “Ahmet Hakan’ın TV cemaati karışır” dedim ama tahtaya vurayım “maşallah” korktuğum olmadı.)
- Kamuoyu araştırmaları uzmanı: “Türkiye’de yüksek öğrenim gençliği arasında nispeten düşük olan dindarlık, eğitim düzeyi düştükçe yükseliyor. Oysa Batı’da, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde böyle bir oran farkı yok.”
(Eğitimin dindar nesiller yetişmesi için bugünkünden farklı programlara kaydırılması gerekiyor.)
- ODTÜ’lü felsefe profesörü: “Din bazen ahlakı bozar...”
(Birkaç örnek de veriyor ve barut fıçısının fitilinin ateşlendiğini sanıyorum.)
......................
Gerilimin kıvılcım sıçramaları yaptığı anlarda Ahmet Hakan usta işi sorular ve yönlendirmelerle durumu kurtarıyor.
Ama...
Türkiye gerçekten demokratik olgunlaşma sürecinde bir yerlere gelmiş.
Programdaki katılımcılar bunun örneği.
Birkaç yıl önce olsaydı dünyaca ünlü şef Zubin Mehta bile olsa çarşının karışmasını önleyemezdi.
Bir gün sonra yani dün parti gruplarında liderlerin konuşmalarını dinlerken ve hangi söylemlerinde alkış patlamaları olduğunu izlerken demokratik olgunluk ve tahammül performansının henüz siyasetin doruklarına yükselemediğini düşündüm.