A la Turca Anayasa

BAŞKANLIK sistemi için referandum ufukta... AK Parti’nin Meclis’teki oy sayısı tek başına Anayasa maddesi olarak başkanlık sistemini getirmeye yetmiyor.
Hatta... Referanduma götürecek sayıya bile ulaşmıyor.
Bunlar bilinen gerçekler.
Ama...
Birkaç oy eksiği telafi edecek destek bulmak “imkansız” değil.
AK Parti iktidarı bu kadar “mıknatıs” gücüne sahip.
Hiç de küçük olmayan bir ihtimalle referandum sandıkları kurulabilir.
Belki bu yerel seçimlerle birlikte olur.
Çifte sandık konur seçmenin önüne...
Bir de yerel yöneticiler için oy atılırken, diğerine “başkanlık sistemine” EVET ya da HAYIR’lar...

EVET BEKLENTİSİ
AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ’a göre “referandum sandıklarından EVET çıkar.”
Nedenini de “milletimiz böyle kuvvetli liderlerle yönetilmeye alışıktır” diyerek açıkladı.
Ve noktayı koydu:
“Tabii en iyisi referanduma gitmeden bunun TBMM’de yapılması!”
Bozdağ “uzatmayın nasıl olsa olacak bu başkanlık işi, referanduma zorlayarak engellenir sananlar yanıldıklarını görürler” mesajını veriyor.
Bu durumda “cin şişeden çıkmıştır” artık...
“A la Turca” (Türk işi) bir başkanlık sistemi gündemde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da “illa ABD gibi olacak diye bir şey yok, bize özgü bir başkanlık sistemi yaparız” mesajı vermedi mi?
4 partiden oluşan Meclis Uzlaşma Komisyonu bir yandan yeni Anayasa için uğraşa dursun, “Türk işi” bir diğer Anayasa tasarısı bir bakmışsınız önümüze konulmuş.
AK Parti öylesine birkaç oyla yan destek sağlayarak, Meclis’te kabul edilerek referanduma götürecek!.

KOMİSYON VE KELEBEK
BÖYLE bir görüntüde Anayasa Komisyonu çalışmasını nasıl sürdürecek?
Zaten mehter yürüyüşüyle adımlar atarken, komisyon üyeleri bir de “beyhudelik” psikolojisine girerse ne olur?
Dağılmaya başlayan işi mutlaka sonlandırmasıyla tanınan TBMM Başkanı Cemil Çiçek bile önleyemez.
Kelebeğin ömrü kadar olur.
İyi de...
Başkanlık sistemine göre -a la Turca da olsa- Anayasa’yı inşa zamanı hala var mı?
Yoksa bu Anayasa’ya bir “başkanlık sistemi” mi monte edilir?
O olmadı “yarı başkanlık sistemi...”
O da olmadı “partili cumhurbaşkanı...”
Öyle ki...
Cumhurbaşkanı partisinin -doğal olarak iktidar partisinin- genel başkanlığını da uhdesinde bulunduracak.
Yani her genel seçim listesi hazırlanırken, seçilecek yerlere isim yazmak gücünü “tek muktedir” olarak sürdürecek.
Amaç...
Çankaya’da Özal’ın ve Demirel’in “saçları kesilince gücünü yitirmiş Samson dramı” artık yaşanmasın...