Korsika modeli nedir?
Medyaya yansıtıldığı gibi, günde 20 dakika radyo yayını değil.
Zaten yıllardır Fransa'nın Bask, Alzas, Bröton bölgelerinde ve Korsika Adası'nda günün belirli saatleri, ulusal yayının arasına girerek 20 dakikadan çok daha uzun süre kendi dillerinden yerel yayın yapmak hakları vardı.
Sonra Bröton işadamlarıyla TF 1 Radyo - TV Kurumu ortaklığında sadece Brötonca yayın yapmak üzere bağımsız bir TV kanalı da kuruldu.
Fransa'da başka dillerden yayın için ön koşul, RTÜK'ün ordaki ikiziyle anlaşma imzalamak ve anayasal ilkelere uymaktır. Aksi halde anlaşması feshedilebilir.
Bask ve Alzas okullarına ayrıca kendi dillerinden seçimlik ders almak hakkı da tanınmıştı. Ama öğretmen ücretini okul aile birlikleri sağlıyordu.
Bu hak Jacques Lang'ın Eğitim Bakanı olmasından sonra bir genelgeyle Brötonlara da genişletildi.
Öğretmen ücretlerini de devlet üstlendi.
Yani AB'nin kurucu üyesi Fransa'da bile açılım adım adım oluyor.
Korsika için ise ayrı bir yasal düzenleme yapıldı.
Buna göre Korsika özerk yönetim olacağı bir sürece girmekteydi.
Kendi dilinde radyo - TV'nin yanı sıra okullarda Korsika dili, diğer yörelerden farklı olarak "seçimlik" değil, "zorunlu" okutulacaktı.
Ayrıca Korsika Yerel Meclisi'ne yerel planlama ve yönetim için yasa yapma yetkisi veriliyordu. Ceza, Medeni Hukuk ve Maliye'de Fransa'ya bağlılık sürecekti.
Eğer kendini iyi yönetirse ve terörü bitirirse 5 yıl sonra Korsika'ya tıpkı İspanya'da olduğu gibi federasyon türü bir özerk statü tanınacaktı.
Ve bu yasayla ortalık karıştı.
Başkanlık seçimleri için şimdi adaylığını koyan İçişleri Bakanı Chevenement "Fransa'yı bölüyorsunuz" diyerek İçişleri Bakanlığı'ndan istifa etti.
Ötekiler "Ne bölmesi, yüzyıllardır akan kanı artık durdurmak zamanıdır. Adaya her yıl ödediğimiz vergilerden oluk oluk para ödüyoruz. İstemezlerse ayrılırlar... Ama gitmeyeceklerdir. Bakın varlıklı Fransız Baskları ya 'AB çok parçalı bir federasyona dönüşür de daha zor durumdaki İspanyol Baskları ile birleşmek zorunda bırakılırsak' diye kaygılılar" dediler... (Kuzey Irak'ta bir Kürt yönetimi devletleşirse herhalde, bizim Güneydoğu'daki yurttaşlarımız da farklı düşünmezler.)
Ancak tartışmalar sürerken Fransa Anayasa Mahkemesi yasayı Anayasa'ya aykırılık gerekçesiyle iptal etti. B>Fransa'da siyasi partiler geniş bir tabanda görüş birliğine vardılar. Bu yasanın geçebileceği şekilde Anayasa'yı değiştirecekler, haziran genel seçimi içinde partilerin vaatleri arasında bu proje var.
İşte Korsika modeli...
Türkiye böyle bir Korsika modelini - şu aşamalarda - nasıl dile getirilebilir? Düşünülmemelidir bile.
AB atının aklına arpa getirilmesin.
Fakat Fransa'da Alzas, hatta Bask ve Bröton modelleri esin kaynağı olabilir.
Herşey adım adım.
Türkiye RTÜK yasasında küçük bir değişiklikle "anadilde yayın yasağını aşabilir."
Korsika değil ama Fransa'nın diğer yöreleri uygulamalarından esinlenerek "yayın seçenekleri" gerçekleşebilir.
Eğitim için de formüller var.
Örneğin - yanlış hatırlamıyorsam - Türkiye daha Mümtaz Soysal'ın Dışişleri Bakanlığı döneminde Avrupa Konseyi'ne, özel kesimin Evrensel dillerde olmayan eğitim yapması yolunda, olumlu görüş bildirmişti.
Kurslar da düzenlenebilir.
Lang'ın Eğitim Bakanlığı öncesinde olduğu gibi anadil seçimlik ders olabilir. Okul aile birliktelerine de bırakılabilir.
İdamın kalkmasına gelince... Orta vadeli bir öngörüdür.
AİHM'nin bir olumsuz kararı zaten Apo için idamı pratiği olmayan bir konuma getirir.
Diğer idamlar için de uygulamama taahhüdü yeterli olacaktır.
Aklın yolu bunlardır.
O yol İran'dan geçmez.