Gerçekten...Türkiye iç siyasetinin önemli ve duyarlı alanlarında "AKP iktidarına laik sınırları" sadece AB koyabiliyor.Yakın geçmişte yeni TCKye sokuşturulmak istenen "zina maddesi" Brükselde bizzat Başbakan Erdoğana "Bu madde yasalaşırsa ABden tarih almayı unutun" çıkışıyla önlenmedi mi?Erdoğan, Brüksele uçacağı saatlere kadar "Karar verdik. Dönüşü yok. Bu madde yasalaşacak" tavrını sürdürüyor değil miydi?"U" dönüşü, Brükselde kapalı kapılar ardında konuşmalardan sonra gerçekleşmişti. Daha sonraları o dönem genişlemeden sorumlu komiseri Günther Verheugenden dinlemiştim. "Başbakan Erdoğanın telefonu açarak Ankaraya bu maddeden vazgeçilmesini istediğini" anlatmıştı. CHP zaten siyasetin ay ışığı gibi... Romantik ve fersiz.Medya olarak bizim kaldırdığımız toz duman, estirdiğimiz fırtına ise Ankara kayalıklarından zerre koparamamıştı. Ama AB, belki de bu esintilerle harekete geçmişti.Böyle başka örnekler de var...Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin laisizmden yana tavır koyan kararları da sağlam bir denetim ve fren... AKPnin karşısında muhalefet boşluğunu "ABnin doldurduğu" söylenebilir. Bir bakıma "AB Partisi" diyebiliriz. Yeni TCK Yasası için de CHPden bir ses ve nefes var mı? Yasa çıkarken yoktu... Şimdi neden olsun?Medyaya infaz mı? Bilemem.Ama...Muhalefet mevzilerinde AB karşı koyuyor. Bu yasa uzun süre uygulamada kalamaz. AB, Kopenhag Kriterleri içinde bulmadığı bu maddelerin değişmesi için sesini duyurmaya başladı bile. Değişecektir. Yeni TCK fırtınası Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile daha konu tartışmalar gündemine geldiğinde konuşmuştum. "Gerekirse yasada değişiklikler yaparız" demişti. "Sağduyuluydu." O günlerde bu sütunda, karanlıkta koşuşmanın yanlış olacağına işaret etmiştim.Birkaç "okuduğunu anlama engelli" dışında yazdıklarımda mesaj netti:1 - Yeni TCKnin hangi maddeleri, ABnin hangi ülkelerinde nasıl?Bizim meslek kuruluşları böyle bir mukayeseli hukuk çalışması yapmamışlar.Oysa tartışmalar böyle sağlam bir zemin üzerinde yapılmalıdır. Hükümet, "İyi hoş da sizin eleştirdiğiniz falanca maddeler ABnin şu ülkelerinde de var" derse ne cevap verilecekti?2 - Bu yasanın görüşmeleri sırasında, -belki de hükümet yapay bir tartışma yaparak dikkatleri başka alana çekmek istediği için- zina maddesine kilitlenmiştik. Zina maddesini geçirmemeyi zafer sandık.3 - Eleştirilerimizin tutarlı olması için çok kısa sürede her madde için mukayeseli bir araştırma süratle yapılmalı.4 - Ancak genel yaklaşımla bile ortada büyük bir çelişki var. Yazın başlarında çıkarılan basın yasasında, gazeteci için hapis cezası olasılığı sıfırlanmışken, yeni TCK, Türkiyeyi bir gazeteci hapishanesi haline getirecek ağır cazalarla doldurulmuş. Bu bile yeni TCKde değişikliğin kesin gerekçesidir.ABden de sesler gelmeye başladı.Ve ne ilginçtir ki bu yasayı hazırlayanlar da, mukayeseli hukuk çalışması yapmamışlar. Bunu Adalet Bakanı Çiçekten öğreniyoruz.Öyle görünüyor ki... Sağduyu egemen olacak. Değişiklik yapılacak. Sağduyu AB sadece muhalefet boşluğunu doldurmak katkısında bulunmuyor... Laisizm konusunda, Cumhuriyetten bu yana ağırlık koyan TSKden bu işlevi hızla devralmakta.Türkiye artık, değiştirilemez Anayasa maddelerini halkın bilincinin yanı sıra AB ilkeleri ile de payandaya almakta. Daha demokratik ve sürdürülebilir bir siyasal ekoloji gerçekliği bu. Andreas Papandreunun kitap başlığı olan "Namlunun Ucundaki Demokrasi" sürecinden uzaklaşıyor Türkiye...Her fırsatta TSKyi yıpratmak isteyenlerin satırları paralelinde algılanmasın bu düşüncelerim... Tam tersine, askeri yıpratmamak için özen göstermek gereğine inanıyorum.CHP muhalefetine gelince...Atatürkün partisi hep böyle kalacak sanılmasın. Bu da geçer. g.civaoglu@milliyet.com.tr Ağırlık kayması